Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için forumka kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Boğaz'da kıyıdan olabildiğince uzağa atmak için

adbakt

Aktif Üye
Katılım
10 Eyl 2014
Mesajlar
379
Tepkime puanı
405
Puanları
63
Konum
İstanbul
Adı
Adil
Kan Grubu
B Rh Pozitif
Özgür eline sağlık,
Acemiler için en yararlı yazılardan biri bu.
Halden anlıyorsun, o zaman yeni başlayanlara yönelik biraz daha sık yazmak boynunun borcu :)
 

Mektupla

Daimi Üye
Katılım
12 Eyl 2017
Mesajlar
5,469
Tepkime puanı
12,240
Puanları
113
Yaş
56
Konum
İstanbul
öncelikle bir surf kamış gerekli. bu kamış kendi boyuna göre olmalı diyor ustalar, ancak surf kamış dediğimizde aklımıza zaten 420 cm boy deliyor. pek az 390 kullanan var. benim boyum 173 cm. uzun bir adam sayılmam ancak 450 okuma cedros'u, 440 cm lineaeffe'yi çok rahatlıkla 420 kamışlarım gibi savurabiliyorum. yani 30 cm'in önemi yok. önemi olan kamışın kurşunu savuracak şekillde yaylanması.
genelde ilk başlayanlarda - ilk başladığımda bende de olmuştu- yaygın inanışlar var. ben de usta ve eski bir atıcı değilim, ancak kısıtlı tecrübelerimi daha az tecrübe sahibi olanlara ileteyim.
1. kurşunu kamış savurmalı sen değil. orantısız bir güce ihtiyaç yok. önemli olan boş kurşun ile boş denizde atıp çekerek gelişirdiğin teknik. abanmak denilen şey kol ile değil de kamışı daha çok yaylandırılarak ve doğru açı ile yapılan atış olmalı. bu manada benim gözlemim "ıslık çaldırmak" bir ölçü değil. kulağımın dibinde korkutucu seslerle kamışı savurup "zaman zaman da savurma hızına konsantre olduğu için uca dolanan misinayı görmeyip patlatan" ardından da kendisine bakan var mı diye sağı solu kesen arkadaşlar, açık havada kurşunlarını takip etseler öyle pek de ahım şahım bir mesafeye atamadıklarını görecekler.
2. en önemli şey teknik. öncelikle sağ kolun üzerinden mi tam başının üzerinden mi savuracağına dair tekniğini boş kurşunla arkasında yaya geçmeyen 7-8 m mesafe olan tarabya benzeri bir sahilde hafta içi çalışmak gerekiyor. kurşundan başka bir şey takma ki koparsa üzülme diye. ancak iki değişik teknik geliştirmek zorundasın boğaz için. biri arkanda kısa mesafe var ise - kamışı yatıramayacağın kandilli benzeri yerler için kurşun havasa (askıda) yaylandırarak atış; diğeri arkanda geniş açıklıkların olduğu çamlıbahçe, aşiyan, bebek, tarabya gibi yerler için yatırarak atış. elin ikisine de alışmalı. eğer yatırarak alışıp da öbürüne alışmazsan dar bir yerde atamazsın. kurşun askıda atmanın bir avantajı da balık bol iken toplayıp hemen savurmaya (seri denize dönmeye) imkan veriyor. ben yerim ve vaktim var ise kurşunu yere gergin biçimde değdiriyorum, kamış ucu yüksekliği ise kendi boyum kadar olunca en iyi atışı yapıyorum.
3. kamışı hafif bir kamış seçersen - ki seç- okuma cedros 450 cm öneririm ama 150 atarlı olan modeli, bir de incesi var, o değil. mutlaka hafif bir makina koy ki ilk seçimin anlamlı olsun. surf makina için söylemek istediklerim çok ama özetlersek;
piyasada surf makina diye satılan makinaların ortak özelliği geniş kafalarının olması, mesala makinalarımdan biri shakespeare k2 powerplay, 70 kafa sanırım. makina ağır ancak, kuvvetli güçlü ama 685 gr geliyor. e sen bunu tüy gibi okuma cedrosa asarsan ne anlamı kalıyor, o zaman okuma salina gibi bir kamışla at, cedrosa verdiğin farka yazık. ben o yüzden surf olmayan okuma rav 55 aldım ki Allah tavsiye edenden razı olsun.
bu cümleyi anlatmak zor, iki defa okumak lazım: eğer boşaltabileceğin misina miktarı kafada sürtünmeye yol açabilecek kadar makinenin derinine inip de kenarlara sürtüp yavaşlatacak kadar çok değilse- ki değil olacak, atınca göreceksin- o zaman 50 bilemedin 60 kafa hatta surf olmayan makina daha avantajlı. nedeni ise 500 gr'dan az ağırlığı olan bahsettiğim gibi modeller var. kolunda taşıdığın ağırlık özellikle at-çeklerde giderek artar. senin bir sabah avından yorgun dnüp dönmeyeceğini bu bahsettiğimiz gramlar belirler. bir de raw 55'in çekemeyeceği ama mesela benim penn ya da shakespeare (ağır makinalar, drag kuvvetli) bir ava ben daha denk gelmedim boğazda.övünmek için yazmıyorum, gerçek bir lüferi 32-34 cm bir damla ter dökmeden heyecan sende ter yapmıyorsa) raw 55 ile alırsın, aldım.
3. misina kalınlığı: şoklama ben denemedim, ustalar nasıl yapılır izah etmiştir. nette şhock leader düğümleri var. ana prensip asıl ağırlık binen (kamış boyunun 2 katı kadar mesafeyi) kısmı kalın diğer sarımı ince misina ile yapmak, misina hafifliği mesafeyi artırıyor. ben bunun yerine .21 ip misina kullanıyorum. onun da avantajı dezavantajı var. bunları da yazarsam çok uzuyor konu ama, iki meselesine değinip kapatayım. ip misinada mutlaka tek parmaklı eldiven kullan işaret parmağını çok atışta kesiyor ve kesiğe ip oturuyor. diğer mesele ise kurşunu mutlaka (ben fırdöndü ile bağlıyorum) misina ile bağla. ola ki dibe takarsan ip misinatı asılarak koparamazsın. kamışa abanarak misinayı kurtarmamak gerektiği zaten biliniyor.
4. önemli husus...alışana kadar boş bir yerde at ve kalabalık bir yere avlanmaya gittiğinde kendinden emin olacak kadar atış yapmış ol. ustaları da üzme orada, bazı balıkçı ağabeyler çok kırıcı cümleler söyleyebilir, söylememeleri lazım ama sen de işitmemek için ev ödevini yapmış ol. atarken acele etme, acele ettirmelerine müsaade etme. arkandaki yaya ya da aracı (kuleli de anayola değdirip atıyorum ben) açıktan geçen tekneyi kontrol et, tekne sen attıktan sonra oradan geçecekse bile misina az suyun üzerinde kalır pervanesi seni almasın, bekle geçsin sonra at. ona bağırman "açıktan geç" demen bir şey ifade etmez. benim şahsi görüşüm, biz onlara uymalıyız. zaten hiçbir tekne pervanesine seni sardırmak için yakından geçmez, bir nedeni vardır oradan yol alıyorsa. önünde az sağ ya da solunda biri var ise kamışı kaldırmaması için atış yaparken onu uyar. misinanı boşalttığında aval aval bakma, fazlasını topla. hele hele ip misina ince olduğu için rüzgarla balon gibi yay çizer suva değmediğinden havada gidip yakındaki yat vb yerlere yakalanabilir. misinana hakim ol, önce boşluğunu al, sonra kurşunu dibe sal. akıntı var ise attığın noktada kalma, kurşununu karşına alacak şekilde yürü.
misinanın uca dolanmadığından emin ol, en çok kayıpp öyle yaşanır.

sonsöz: bu misina ile 40 mt fazla atarsın, bu kamış ile 20 mt uzağa atarsın gibi satıcı/balıkçı sözlerine itibar etmeden önce dene. iyi makinaların genelde yedek kafaları olur. birine ip sar birine .35 normal nisina sar. açık havada gündüz ikisini de at. farkı gör, değer mi değmez mi kendin karar ver. ben sırası ile;
1. atış tekniği
2. kamış yaylanması ve esnekliği (iyi kamış için yegane özellik değildir iyi atış için öyle)
3. misina kalınlığı önemli diyorum.

kurşun seçimi elbet önemli, kamışın atabileceği maksimum ve optimum ağırlıklar var. o optimum yazmaz sen bulacaksın deneyerek. ama hep de o ağırlıkla atamazsın, denizin senden istediği ağırlığı atmak zorundasın, ama onu bilirsin ata ata. cedros 450 en iyi 140 -150 gr atıyor benim elimde. 175-180 de atabiliyor ama ya ben korkuyorum ya da yaylanması yetmiyor mesafe düşüyor. 100gr. yaylandırmaya kafi gelmiyor.

notlar notları kovalıyor. ama ağırlık derken piyasada satılan kurşunların ağırlıkları üzerinde yazandan eksi 10 gr olabiliyor. ben deliyim ve tüm kurşunlarımı tartıp permanant fosforlu kalemle gerçek ağırlığını 137 gr. gibi yazıyorum. bunu yapmazsan aslında 150 atarken 150 mi 140 mı attığını bilemezsin. 130 atarken ağırlaşsın diye 140 takarsın, ama ondan çalınmıştır, yine 130 atıyorsundur belki. el ile onu anlamak mümkün değil. ben evte tartıp, yazıp öyle sahile iniyorum.

atış kısa bir harekettir aslında, gergin bir bekleyiş sonrası 1 sn süren bir harekettir. uzun bir savurma işi değildir. bir kroşe yumruktan çok direkt yumruğa benzer. zihninde bunu canlandır. teknik hepsinden önemli. elin yanlış alışınca aynı düğümlerde olduğu gibi hep öyle atarsın. kendine uygun bir stil oturt, sonra onu geliştir.

rastgele...
:okyrm::tskler: