SUNAY GÜNGÖR
Aktif Üye
- Katılım
- 1 May 2010
- Mesajlar
- 356
- Tepkime puanı
- 157
- Puanları
- 43
- Yaş
- 45
- Konum
- Tekirdağ
- Adı
- SUNAY GÜNGÖR
- Kan Grubu
- O Rh Pozitif
FRUKTOZ TEHLİKESİ
İzleyelim--07.02.2011 Saat 21:10 Habertürk Tv'de Sansürsüz Programı ( GDO'lu Fruktoz- Glikoz hakkında bazı gerçekler)
Geçen hafta konu Habertürk tv'de yayınlanmıştı, bu hafta da yayınlanmaya devam ediyor, müsait olursanız izlemenizi tavsiye ederim.
Uzmanlar son zamanlarda şeker hastalığındaki artışına karşı uyarıyorlar
Meyvelerin içinde doğal olarak bulunan ve meyve şekeri olarak bilinen fruktoz, son 30 yılda gıda sanayiinin en çok kullandığı tatlandırıcı haline geldi. Doğal yiyeceklerle alımı yararlı olan bu şeker türünün gıda sanayiindeki kullanımı arttıkça, doğal olmayan yollardan fazla tüketiminin zararları tıp dünyasının dikkatini çekmiştir.
Mısırdan elde edilen fruktozdan zengin mısır şurubu (high fructose corn syrup), başta alkolsüz içecekler (meyve suları, asitli içecekler, sodalar vb.) olmak üzere bütün hazır gıdalarda (kek, bisküvi, çikolata, şekerleme, tüm jöle ve benzeri ürünler, hazır ekmekler vb.) yaygın olarak kullanılmaktadır. Ucuz olmasının yanında, karaciğerde diğer şekerlerden farklı işlenmesi gıda üreticilerine ek bazı yararlar getirmektedir. Tüm bu yararlar tüketiciye ise zarar olarak yansımaktadır.
Fruktoz, diğer şekerler gibi doyma hissi oluşturmaz ve fruktozdan zengin tatlı yiyecekler daha çok tüketilebilir. Yemeklerden sonra ortaya çıkan ve doyma hissi sağlayan en önemli iki unsur, kan glukoz ve kan insulin düzeylerinin yükselmesidir. Vücut hücrelerinin temel enerji kaynağı olan kan şekeri (glikoz) düzeylerinin yemeklerden sonra yükselmesi, ardından kan insülin düzeylerinin yükselmesine neden olur ve kan şekeri hücrelerin içine girer. Bu mekanizma insanda doyma hissine neden olur ve daha fazla yemek yenmesini engeller. Fruktoz, doyma hissine katkı sağlamamasına rağmen kan şekeri glukoz ile aynı enerji (kalori) yüküne sahiptir. Bu nedenle gıdalarla tüketilen glukoz miktarı azaldıkça ve bununla birlikte fruktoz miktarı arttıkça, bireyde daha geç doyma hissi oluşur ve daha çok yer. Fast-food olarak ifade edilen tüketim kültürünün en önemli unsurlarından bir tanesi budur. Bu nedenle farketmeden tükettiğimiz yüksek fruktoz, şişmanlık ve şişmanlıkla ilgili hastalıkların ortaya çıkmasında yeni bir sağlık tehdidi olarak kabul edilmektedir.
Tüketicilerin, masum gibi gözüken bu yeni ancak gizli tehdidin farkında olmaları ve özellikle çocukları bu tür ürünlerden uzak tutmaları, şeker, kalp ve damar, şişmanlık ve yüksek tansiyon gibi uzun süreli ve tedavisi zor hastalıkların önlenmesinde alabilecekleri önemli bir tedbir olarak görülmektedir.
2001- 2002 yıllarında geçirtilen bir kanun neticesinde ülkemizde bu zararlı maddenin kotası Avrupa Birliği ülkelerinde en fazla %2 iken, ülkemizde önce %10 son olarak da %15 gibi yüksek seviyeye yükseltilmiştir. Kemal Derviş'i alkışlamaktan ellerimizin patladığı günler var ya işte, Americanın kuklası olarak cebinde bazı kanunlarla beraber getirdiği ve yasalaşan şeker kanunu, yani pancar üreticisini bitiren kanun.
Büyük işletmelerden aklınıza gelebilecek küçük işletmelere kadar en basit pastanelerde üretilen pastalarda, baklavacıların ürettiği baklavalarda fruktoz- glikoz şurubu kullanılmaktadır.Neden kullandıklarını sorduğunuzda bazıları kullandıklarını inkar edecek bazıları ise söyleyecekleri kullanma sebebi çoğunlukla toz şekerin kristalize olacağı, gerekli olduğundan vb. sebeplerdir, maliyet değildir Maliyet olarak da yaklaşık % 40 şekerden daha ucuz olduğu için üreticiler tarafından kullanılmaktadır ve üreticiler tarafından şeker kullanımına göre işçilikten de tasarruflu olduğu için tercih sebebidir.
Malesef diğer birçok konularda olduğu gibi sömürülmeye devam ediyoruz. Uyanmamız lazım ey ülkem, gidişat kötü.
İnsanların ve ülkelerin çıkarları, politik oyunlar bir yana sonuç olarak bence kendi kendimizi yok ediyoruz, yani teknlojiyi insan hayatını kolaylaştırması için bizler geliştiriyoruz, buna paralel olarak da kendimizi hızla yok oluşa götürüyoruz.
İzleyelim--07.02.2011 Saat 21:10 Habertürk Tv'de Sansürsüz Programı ( GDO'lu Fruktoz- Glikoz hakkında bazı gerçekler)
Geçen hafta konu Habertürk tv'de yayınlanmıştı, bu hafta da yayınlanmaya devam ediyor, müsait olursanız izlemenizi tavsiye ederim.
Uzmanlar son zamanlarda şeker hastalığındaki artışına karşı uyarıyorlar
Meyvelerin içinde doğal olarak bulunan ve meyve şekeri olarak bilinen fruktoz, son 30 yılda gıda sanayiinin en çok kullandığı tatlandırıcı haline geldi. Doğal yiyeceklerle alımı yararlı olan bu şeker türünün gıda sanayiindeki kullanımı arttıkça, doğal olmayan yollardan fazla tüketiminin zararları tıp dünyasının dikkatini çekmiştir.
Mısırdan elde edilen fruktozdan zengin mısır şurubu (high fructose corn syrup), başta alkolsüz içecekler (meyve suları, asitli içecekler, sodalar vb.) olmak üzere bütün hazır gıdalarda (kek, bisküvi, çikolata, şekerleme, tüm jöle ve benzeri ürünler, hazır ekmekler vb.) yaygın olarak kullanılmaktadır. Ucuz olmasının yanında, karaciğerde diğer şekerlerden farklı işlenmesi gıda üreticilerine ek bazı yararlar getirmektedir. Tüm bu yararlar tüketiciye ise zarar olarak yansımaktadır.
Fruktoz, diğer şekerler gibi doyma hissi oluşturmaz ve fruktozdan zengin tatlı yiyecekler daha çok tüketilebilir. Yemeklerden sonra ortaya çıkan ve doyma hissi sağlayan en önemli iki unsur, kan glukoz ve kan insulin düzeylerinin yükselmesidir. Vücut hücrelerinin temel enerji kaynağı olan kan şekeri (glikoz) düzeylerinin yemeklerden sonra yükselmesi, ardından kan insülin düzeylerinin yükselmesine neden olur ve kan şekeri hücrelerin içine girer. Bu mekanizma insanda doyma hissine neden olur ve daha fazla yemek yenmesini engeller. Fruktoz, doyma hissine katkı sağlamamasına rağmen kan şekeri glukoz ile aynı enerji (kalori) yüküne sahiptir. Bu nedenle gıdalarla tüketilen glukoz miktarı azaldıkça ve bununla birlikte fruktoz miktarı arttıkça, bireyde daha geç doyma hissi oluşur ve daha çok yer. Fast-food olarak ifade edilen tüketim kültürünün en önemli unsurlarından bir tanesi budur. Bu nedenle farketmeden tükettiğimiz yüksek fruktoz, şişmanlık ve şişmanlıkla ilgili hastalıkların ortaya çıkmasında yeni bir sağlık tehdidi olarak kabul edilmektedir.
Tüketicilerin, masum gibi gözüken bu yeni ancak gizli tehdidin farkında olmaları ve özellikle çocukları bu tür ürünlerden uzak tutmaları, şeker, kalp ve damar, şişmanlık ve yüksek tansiyon gibi uzun süreli ve tedavisi zor hastalıkların önlenmesinde alabilecekleri önemli bir tedbir olarak görülmektedir.
2001- 2002 yıllarında geçirtilen bir kanun neticesinde ülkemizde bu zararlı maddenin kotası Avrupa Birliği ülkelerinde en fazla %2 iken, ülkemizde önce %10 son olarak da %15 gibi yüksek seviyeye yükseltilmiştir. Kemal Derviş'i alkışlamaktan ellerimizin patladığı günler var ya işte, Americanın kuklası olarak cebinde bazı kanunlarla beraber getirdiği ve yasalaşan şeker kanunu, yani pancar üreticisini bitiren kanun.
Büyük işletmelerden aklınıza gelebilecek küçük işletmelere kadar en basit pastanelerde üretilen pastalarda, baklavacıların ürettiği baklavalarda fruktoz- glikoz şurubu kullanılmaktadır.Neden kullandıklarını sorduğunuzda bazıları kullandıklarını inkar edecek bazıları ise söyleyecekleri kullanma sebebi çoğunlukla toz şekerin kristalize olacağı, gerekli olduğundan vb. sebeplerdir, maliyet değildir Maliyet olarak da yaklaşık % 40 şekerden daha ucuz olduğu için üreticiler tarafından kullanılmaktadır ve üreticiler tarafından şeker kullanımına göre işçilikten de tasarruflu olduğu için tercih sebebidir.
Malesef diğer birçok konularda olduğu gibi sömürülmeye devam ediyoruz. Uyanmamız lazım ey ülkem, gidişat kötü.
İnsanların ve ülkelerin çıkarları, politik oyunlar bir yana sonuç olarak bence kendi kendimizi yok ediyoruz, yani teknlojiyi insan hayatını kolaylaştırması için bizler geliştiriyoruz, buna paralel olarak da kendimizi hızla yok oluşa götürüyoruz.
Moderatör tarafında düzenlendi: