Lütfen bu kadar karamsar olmayalım, özellikle kendimize bu kadar acımasız davranmayalım.
Biz öyle bir milletiz ki, yeteri kadar iyi anlatılırsa o sazan türü için adam öldürür hatta ölürüz ama kimseye yedirtmeyiz. Sorun başta ''İlgililer bilgisiz, bilgililer ilgisiz''
Ben insanımızda şunu gördüm.;Eğer bir konuda zarar doğrudan kendimize dokunmuyorsa,katledilen doğaymış çevreymiş vız gelir.Anı yaşayalım da gerisi ne olursa olsun.Dünyada son kalan türü avladığımızda sonuç çoğu zaman anı olarak saklamaktan yana olur..
Yıllardır tırıvırı dedik,paraşüt dedik,ırt dedik pırt dedik ama geldiğimiz noktaya bakın.Yola çıktığımız yerden ya iki adım yada üç adım uzaktayız..Oysa hedef ufkun oralarda..
Trolü gidin uygun yerde çekin deriz,kıyıya 300 metrede trol görürüz.Ülkemizin en nadir türü olan kırmızı gargonlarının bulunduğu küçücük alan kopan ağların altında kalmış..Gece dalmayı deriz kıyılar gece klubü gibi şimbil şimbil.Yasak dönemde avlanmayın deriz, Greenpeace boğazda tekne kovalar..Balığın boyu 14cm dir ama tezgahlarda 6-7cm olanları satılırken alırız yeriz..
Ama ortak noktamız "balık azalıyor diye bağırırız" Kahvelerde "eskiden" ile başlayan şaşalı avları anlatır,sanki hiç suçumuz yokmuş gibi "bitirdiler balığı" diye noktayı koyarız..
Hal böyleyken Polyanna bile derin bir "ahhh ah!!" çekerdi eminim..
Çözüm basit.Dokunduracaksın.
Cezalar caydırıcı ve aktif olarak uygulanacak.Yanlış yapanı nerde olduğunu unuttuğumuz mevzuattaki cezalarla tanıştıracaksın.Bak o zaman balığı huzurlu,balıkçısı huzurlu bir toplum oluruz..Huzursuz olanlar bizi şimdi huzursuz edenler olur..