Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için forumka kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Kalamar, Dülger, Mercanlar ve dostlarım. 4 Mart 2012 Sivrice

Katılım
16 Eki 2010
Mesajlar
1,507
Tepkime puanı
107
Puanları
38
Adı
Orhan Küçükbiçmen
...... Dülger Balığının Ölümü.....

Hepsinin gözleri güzeldir Hepsinin canlıyken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmağa değer Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?
Mümkün olsaydı da balolara canlı balık sırtlarının yanar döner renkleriyle gidebilselerdi bayanlar; balıkçılar milyon, balıklar şan ü şeref kazanırdı Ne yazık ki soluverir ölür ölmez, öyle ki, büzülmüş böceklere döner balık sırtının pırıltıları Benim, size ölümünü hikâye edeceğim balığın öyle parıltılı, yanar döner pulları yoktur Pulu da yoktur ya zavallının Hafifçe, belirsiz bir yeşil renkle esmerdir Balıkların en çirkinidir Kocaman, dişsiz, ak ve şeffaf naylondan bir ağzı vardır: Sudan çıkar çıkmaz bir karış açılır Açılır da bir daha kapanmaz

Vücudu kirlice, esmer renkte demiş miydim?

Rum balıkçıların hrisopsaros -Hristos balığı- dedikleri bu balık, vaktiyle korkunç bir deniz canavarı imiş İsa doğmadan evvel, Akdeniz'de dehşet salmış Bir Finikeli denize düşmeye görsün! Devirdiği Kartacalı çektirmesinin, Beni İsrail balıkçı kayığının sayısı sayılamamış Keser, biçer; doğrar, mahmuzlar; takar, yırtar; kopararır atar; çeker, parçalarmış Akdeniz'in en gözü pek; insandan, hayvandan, fırtınadan, yıldırımdan, belâdan, işkenceden yılmaz korsanı, dülger balığının adından bembeyaz kesilirmiş

İsa, günlerden bir gün, deniz kenarında gezinirken sandallarını büyük bir korkuyla bırakıp kaçan balıkçılar görmüş "Ne oluyorsunuz?" diye sorunca balıkçılara; "Aman" demişler balıkçılar, "elâman! Elâman bu canavardan! Sandalımızı kırdı, arkadaşlarımızı parçaladı Hepsinden kötüsü, balık tutamaz olduk, açlıktan kırılırız"

İsa, yalınayak, başı kabak, dülger balıklarının yüzlercesinin kaynaştığı denize doğru yürümüş En kocamanını, uzun parmaklı elleriyle tutup sudan çıkarmış İki elinin başparmağı arasında sımsıkı tutmuş, eğilmiş, kulağına bir şeyler söylemiş

O gün bu gündür dülger balığı, denizlerin görünüşü pek dehşetli, fakat huyu pek uysal, pek zavallı bir yaratığıdır Birçok yerlerinde çiviye, kesere, eğriye, kerpetene, destereye, eğeye benzer çıkıntıları, kemikle kılçık arası dikenleri vardır Dülger balığı adı ona bunlardan ötürü takılmış olmalı

Bütün bu alat ü edavatın dört yanını, şeffaf naylondan diyebileceğimiz işlemeli bir zar çevirmiştir Kuyruğa doğru bu incecik zar azıcık kalınlaşır, rengi koyulaşır, bir balık kuyruğunun biçimini alır

Oltaya tutuldu muydu dünyasına, sulara küsüverir Nasıl bir korku içine düşer kimbilir? Onun için dünya bomboştur artık Oltadan kurtulsa da fayda yoktur Suyun yüzüne yamyassı serilir Kocaman gözleriyle insana mahzun mahzun bakar durur Sandala aldığınız zaman dakikalarca onun sesini işitirsiniz Ya, sesini! Bir o, bir de kırlangıç balığı sandalda ölünceye kadar ikide bir feryada benzer, soluğa benzer acı bir ses çıkarır İnce zardan ağzını bir kere ağlara vurmasın, küstüğünün resmidir dülger balığının.....
Sait Faik Abasıyanık
.....Orhan abi nefis bi balık dülger balığı bu hikaye gelir aklıma belki biraz acıklı yazmış üstat ama yinede lezzetini severim.........
... Rasgele abi ...

Çok teşekkürler sevgili Erkan kardeşim çok duygulandım ama ben zaten her tuttuğum balıktan sonra üzülürüm, hem üzülürüm, hem tutarım hem de yerim,
bizler ne yazıkki böyleyiz, sevgiler hoşça kal.:):):)