müthişaman
Daimi Üye
Merhabalar,
Zor balık,zor av.Avcısı inatçı olmayınca daha da bir zor,daha da bir ulaşılmaz balıktır vesselam.Yüzdeye ya da orana vuracak olursak altıda,yedide bir başarı ihtimali var levreğin spin avında.Bazen onda bir.
Sezonu açtığım ilk raporumdaki levrekleri avladığım meraya iki ay içinde hafta sonlarında altı ya da yedi sefer eyledim.Bazen boşa olta salladığımı bilsem de yakalayacak olma ihtimaline salladım oltamı.Yoksa ihtimaller balığı mı desek?Ne desek?Üç saatlik boş bir zaman dilimi vardı önümde ve saat 09:30'u gösteriyordu.Gitsem,gitmesem,gideyim be,yok be gitme şimdi,sonra git.İçimdeki avcının sesi galip geldi.Gittim.
Boğazdaki takım elbiseli oltacıların halini şimdi daha iyi anlıyorum.Fırsatı bulunca oltalar omza.
Ava saygının doruk noktasındayım.
Takım elbiseli atçekçi...
Avlağa indim.Etrafta aç martılar cirit atıyor.Tamam,başımız belada.Martı tutmak an meselesi.Tutmamak için her türlü şekil,hareket,hakaret,hoşt,kışt,pıst.....
Kandırıcının sudaki aynaları daha cazip geldiği için kandırıcımı dibime kadar takip ediyorlar.Çattık.Sol tarafımdaki kayalığa martılar görmeden parelel bir atış.Sağa,sola,yukarı,aşağı gözüm martılarda.Tamam,kimse yok.Kandırıcıyı çalıştırabiliriz,demişken keskin bir sorti ile bir martı kandırıcının tepesinde.Kandırıcıya ulaşamasın diye dalma ve daldırma limitlerini zorluyorum.Ne olduysa martı kandırıcıyı takibi bıraktı.Harekete devam.Hoooop, levrek oltaya bindi.Martılara göstermeden kayaların üstünden bir aşırtma ile balık dibimde.Yoksa,aç martılara levreği kaptırmak an meselesi.Bazıları akbaba gibiydi mübareklerin.
Levrek,neden mazotluydu?
Şöyle,tavada portakal sosunda yaptığım levreğin hafif mazotumsu bir tadı vardı.Bu da balığın limanda yattığının bir göstergesi idi.
Zor balık,zor av.Avcısı inatçı olmayınca daha da bir zor,daha da bir ulaşılmaz balıktır vesselam.Yüzdeye ya da orana vuracak olursak altıda,yedide bir başarı ihtimali var levreğin spin avında.Bazen onda bir.
Sezonu açtığım ilk raporumdaki levrekleri avladığım meraya iki ay içinde hafta sonlarında altı ya da yedi sefer eyledim.Bazen boşa olta salladığımı bilsem de yakalayacak olma ihtimaline salladım oltamı.Yoksa ihtimaller balığı mı desek?Ne desek?Üç saatlik boş bir zaman dilimi vardı önümde ve saat 09:30'u gösteriyordu.Gitsem,gitmesem,gideyim be,yok be gitme şimdi,sonra git.İçimdeki avcının sesi galip geldi.Gittim.
Boğazdaki takım elbiseli oltacıların halini şimdi daha iyi anlıyorum.Fırsatı bulunca oltalar omza.
Ava saygının doruk noktasındayım.
Takım elbiseli atçekçi...
Avlağa indim.Etrafta aç martılar cirit atıyor.Tamam,başımız belada.Martı tutmak an meselesi.Tutmamak için her türlü şekil,hareket,hakaret,hoşt,kışt,pıst.....
Kandırıcının sudaki aynaları daha cazip geldiği için kandırıcımı dibime kadar takip ediyorlar.Çattık.Sol tarafımdaki kayalığa martılar görmeden parelel bir atış.Sağa,sola,yukarı,aşağı gözüm martılarda.Tamam,kimse yok.Kandırıcıyı çalıştırabiliriz,demişken keskin bir sorti ile bir martı kandırıcının tepesinde.Kandırıcıya ulaşamasın diye dalma ve daldırma limitlerini zorluyorum.Ne olduysa martı kandırıcıyı takibi bıraktı.Harekete devam.Hoooop, levrek oltaya bindi.Martılara göstermeden kayaların üstünden bir aşırtma ile balık dibimde.Yoksa,aç martılara levreği kaptırmak an meselesi.Bazıları akbaba gibiydi mübareklerin.
Levrek,neden mazotluydu?
Şöyle,tavada portakal sosunda yaptığım levreğin hafif mazotumsu bir tadı vardı.Bu da balığın limanda yattığının bir göstergesi idi.
Moderatör tarafında düzenlendi: