7 Kg Kuzu...Dogum Gunu Hediyem Buydu
1.BOLUM
"KIRMIZI"
Telefonum caldi.Acdim.Bizim Turgay ariyordu.Cigerden vurmayi hedef almis , kiskandirici bir ses tonuyla;
-Hey Alp...Devrim'le Kohi'deyiz.Az once 2.5kg lik bir Snapper(Mercan) aldik.Oncesinde de 2 tane de kiloluk cikardik.
Ee..!? Simdi buna ne diyeceksin ki? Ona istedigini vermeyen soguk kanli bir ses tonuyla cevapladim.
-Ustadim, maasallah.Ben calisiyorum , az sonra dagitima cikacagim.Simdi gelmeme imkan yok.Siz bensiz devam edin.Kismetse yarin yoklayacagim oralari.Guzel haber verdin.Sagol...
Konusma kisa surdu ama beni tanidik duygulara suruklemeye yetti. Neden onca yil, onca tecrubeden sonra hala boylesi bir haber aldigimda yuregimi basar bu kiskanclik? Yani oyle ahim sahim onemli bir trofe haberi de degil. Sadece o bolgeden yakaladigimiz genel mercan boyuna gore biraz daha irice bir baligin haberi.Ancak gene de kalemde gol gormus gibiyim.Gozumun onune Turgay'la Devrim'in 2.5 kiloluk bir mercani cektikten sonraki olasi halleri geliyor.Turgay'in muzipce Devrim'e goz kirpisini sanki gorur gibi oluyorum. Ona "Bak simdi Alp'i nasil catlatacagim" diyor, sonra telefona sarilip beni ariyor. Iyi guzel de niye bu beni gercekten catlatiyor?
Ic cekerek, kendimin kendimle paylastigi boylesine bir zayifligin bir an icimi basan tiksintisiyle dudaklarimi kemirerek cevabi buluyorum. Cok ama cok basit. Hala kocaman bir cocugum.Hala baliklarin en guzellerini , en nadidesini herkesden once ben yakalamak istiyorum.Her Ferhat'in bir Sirin'i vardir.Benimkisi baliklar olmus.Mecnun etmis beni.Bu cilginlik degil de ne?Kendi deliliginin farkinda olan bir deliye," deli " derler mi?Bu sorularin cevabini da size birakiyorum.Amaaaaaa! Bu divanenin de bildigi bir sey vardir.Bir anda kafamda tilkiler donmeye basliyor. Bakin simdi bu hinzira ben ne yapacagim! Sen misin yangina korukle giden? Sen misin kora icin icin ufleyen? Yani " Sen calis ,biz parsayi goturelim" havalari haa.Ben sana ne yapacagimi biliyorum.(!)
Fotograf makinami kaptim.Minibusume atladim.Ver elini Kohi.20 Dakka sonra vardim bunlarin balik tuttuklari yere. Hava muhtesem.Tam anlamiyla bir yaz gunu.Bizimkiler neredeyse piknige gelmisler.Sezlonglar yayilmis.Malzemeler ortaya sacilmis.Devrim bir kose de, "hos geldin" dercesine gulumsuyor, bizim gonlu genc abimiz , hinzir Turgay kamisini sallamis, dipcigi, tasa sapladigi kamis yuvasina sokmakla mesgul.Beni daha gormedi. Bagirdim.
-Cikarin bakalim dostlar su 2.5kglik mercani. Fotograflarinizi cekmeye geldim.Ee ..!Madem boyle guzel bir balik cikardiniz buralarda, bir aniniz kalsin onunla.Soyle bir gecinde , su buyuk reislerin resimlerini cekelim ganimetle .Tam olsun.
Turgay basina geleni anlayip, ama hinzirligindan hic bir sey kaybetmeden guluyor.Yuzunde kendisi kadar kocaman, kucakliyan, simsicacik bir dostluk var. Devrim itirafi ona barakmadan cozuluyor.
-Yok abi sen Turgay'a inanma.Balik o kadar buyuk degil.
Sonrasinda baligi koyduklari kutuyu aciyor ve iste namideger 2.5 kglik mercan...
Mercan Devrim'in ellerinde... Yakalamakla kalmamislar, oyle kasla goz arasinda baligi ayiklamislar, pullarini kazimislar.O yuzden renkden eser yok. Bu seferlik hep birlikte kusura bakmiyoruz.
Bu snapper"buralarda bu baligi boyle adlandiriyorlar", 1kg anca gelir.Bildigin tavaligin biraz kabacasi anlayacaginiz. Tam 17 yildir bu Kohi sahilinde, isten firsat buldukca , oyle kisa bir sure icin kafa dinlemek amaciyla bu avlaga gelir, olta atarim."Buradan 2.5 kg ve ustu mercan gelmez" diye bir sey yok.Ancak cok nadirdir. Sadece bir kere 5-5.5 kg arasi , toplasan 20yi gecmeyecek 2-2.5 kglik mercanlar cikardim o sahilden, onca yil .Ancak kanuni boy olan 27cm ve azicik ustu cok mercan tuttum bu kayada. Genelde kahawai denilen Yeni Zelanda da oldukca rahat tutulan baska bir balik burda bizi hic nasipsiz birakmaz.. Kisaca buyuk hayallerin pek gercege erdigi bir avlak degildir.Isten gucten kacip, olta islatacagin yerdir .Yani Turgay, " 2.5kg mercan tuttuk" dediginde, bunun balikci abartmasi oldugu %75'lerdeydi. Iste o yuzden, kaptim fotograf makinasini geldim, bu hinzir ve bir o kadar da tatli adami suc ustu yakalamaya.Hem de butun delillerle...Artik bundan sonra feristahiyla gelsin elimden kurtulamaz.
Dostum ve buyuk balik asigi Turgay.Su guluse bakin.Dedigim kadar var degil mi?
Maktul , suc aleti , kurban ve suc mahali...
10 gun kadar once Whangaparoa'daki Duncans Bay'de hep birlikte kingfish(Seriola Lalandi)'e olta atmistik.Gecen sene Ustadim Turgay burdan oldukca guzel kingyler aldi. Ben de senelerce once yaklasik 9kglik bir kingfish yakalamistim orda. Ancak bu avlak o gunler kingfishden daha cok dulger baligiyla meshurdu. Pek mercan yapan bir yer olmadigindan oraya bir suredir gitmiyordum. Uzun yillardan sonra Turgay'in kivilcimiyla ateslenip bir kez daha ziyaret ettigim o gun, benim oltaya bir kopek baligiyla, kingfish atladi.Ancak kopek canli yemimi ignenin altindan koparip gerisine devam etmeden gitmis. Belden assagisi yarim ay kesik bir kahwai balon oltada kalmisti.Yemi cikardigimda fark ettim.Bu tur oltayi oyle elinde tutup, aportta tasmalamayi bekliyemezsin. Cunku hem takim agirdir hem de avi beklemek saatler surer. Bu nedenle kopek baligi gibi keskin disli baliklar kimseyi uyandirmadan ,pek goruntu vermeyen bu bulanik sularda yeminizi kesip gidebilir. Buyuk bir kayip degil.Cunku onu hedeflemiyor, ona gore olta atmiyorsaniz saglam bir kopek baligi ignenize takilirsa cogu zaman cok pahali sonuclar ve husranla sizi birakip gider. Hem her zaman dedigim gibi, bir canliyi agzinda igne ve 100 kusur metre misinayla okyanusda birakmak hic de arzulanacak bir sey degil.Kingfishe gelince...O da gozumuzun onunde oltama atladi ancak kismetsizdik.Bir sekilde huylandi ve yemi kusdu.Ancak sudan firlayip ignemdeki canli kahawaia dalisini bir gormeliydiniz. Muhtesem bir kuvvet ve inanilmaz zarif bir hayvan.Suyu hallacin pumugu karistirdigi gibi karistirdi.Gerisinde kopuklu bir iz ve oldukca hirpalanmis yemimizi birakirken, hepimiz bu sezon kingfishlere baska bir gun icin verilmis sozumuz oldugunu biliyorduk.
Turgay. Avusturalya da bizim sariagiz veya muskar olarak bildigimiz jew fishlerin 39 kgligini cikarmis, pek cok amatorun ruyasi olabilecek baliklari kismeti yapmis gercek bir oltaci. Yem takistaki ciddiyete, kendinden gecmislige bakarmisiniz.!Tilsimli bir dunyada su an o. Diger insanlarin aksine, amator oltaci olarak orda olmanin ne demek oldugunu biz biliyoruz. Ve bu yuzden...Iste bu yuzden , Rabbimin sansli kullariyiz.
Dostlarimdan bu muhabbet ve saka dolu gunun nihayetine erip, izin istiyorum.Yapacak isler var. Onlarla Duncan's Bay'e bir kez daha gitmek icin sozlesiyorum. Ayrilirken, bir marti gozume carpiyor.Hemen denklansore basiyorum.
Su, bir dalganin kucagindan , oteki dalganin kucagina , kiyidaki cakil taslarini ve kabuklulari hoyratca kumda savururken , dinlemekten hic bikmayacagim bestesini mirildaniyordu. Gozlerimse hala ucup giden o narin deniz kusunda. "Hic boylesine kirmizi gagali bir marti gormus muydun ?" diye sormaktan kendimi alamiyorum.Birden bire beynimde bir simsek cakiyor.Kirmizi! Hani ip uclarini birlestirirsinizde, o gune kadar hic farketmediginiz bir gizi bir anda cozumleyiverirsiniz ya...Iste aynen oyle! Kirmizi!!!! Arkadaslarimla gecirdigim bu sure icinde bilinc altima calinan goruntulerden Turgay'la ilgili kipkirmizi bir ayrinti gun isigina cikiyor.
Aksamin perdesini kapayan gun batiminda, onun gogu kirmiziydi ... Misinasi kirmiziydi... Kirmizi bir hirka, icine kirmizi bir tisort giymisdi. Kipkirmizi mercanlar yakalamaya gelmisdi.Martilar bile kirmizi ruj surup , gozlerine kirmizi surme cekmisti...Kizilcik serbeti icmisde kan kesmiscesine dem olmus bu sularin koynunda , bu dingin kayaliga onu seyretmeye inmisti.
Hepimizin sadece bize ait bir ruhu, o ruhun sadece ona ait bir evreni var mi gercekten?Varsa..?Bunlarin arasindaki iliskiden bizi biz yapan bir renk doguyor olabilir mi?."Mesala simdi bana Turgay'in ruhunu ve o ruhun evrenini tek bir renkle ifade edebilirmisin? "diye sorsaniz, size sadece " Kirmizi " derdim... Sicak, alev alev , icten ice yanan bir kirmizi...
Dalip gittigim derinlerde, icim icime, "Ya senin rengin ne?" diye fisildiyor.Peki ya siz! Hic kendinize "Rengim ne ?" diye sordunuz mu?...