jaas
Aktif Üye
- Katılım
- 19 Eyl 2019
- Mesajlar
- 347
- Tepkime puanı
- 652
- Puanları
- 93
- Konum
- İstanbul
- Adı
- Yavuz
- Kan Grubu
- B Rh Pozitif
Merhaba sevgili dostlar, istanbulun yormasından sebep yine düştüm saros yollarına haftasonu. Hem balığa giderim yoksada iki kadeh atarım umuduyla. Sabah 5 de telefonun çalmasıyla fırladım ayağa. Küçük bir kahvaltı sonrası 1 saat 15 dakikalık araba yolculuğu. Uzun zamandır çok yorucu olduğundan dolayı gitmediğim meraya geldim. 2.5 km yürüyüş sonunda istediğim yerdeyim. Atışlara başladığım anda sahteye hamleler de başlamıştı. Hava 27-45 esiyor. Dalga boyu oldukça yüksek. Tulum olmasına rağmen sırılsıklam oldum desem yeridir. Bir kaç atış sonrası levrek beklerken oltaya binen kofana beni şaşırtmadı desem yalan olur. Hemen arkasından atışlara devam ederken bir anda dev dalgalar ve köpüklerin arasında kocaman bir şey su yaptı sahteye. Kalama almaya başladı bir anda, kalamayı sıkıp kafasını çevireyim dedim ama mümkün değil. Hayvanın kafasını kaldıramıyorum. Bulunduğum yere çekmek isterken (aşağıda görseli mevcut) üçlü iğnenin teki taşa takıldı ve hayvan kendini savurmasıyla ayaklarımın ucundan gidiverdi. Siyah kocaman sırtına bakarak peşinden nafile çabayla koştum yakalayamacağımı bilerekten. Kaç kg olduğunu bilemiyorum ama daha önce böylesi hiç denk gelmemişti. Tabi bunları yapmaya çalışırken 45 km rüzgar ve dalgaların da etkisinin olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Arkasından atışlara devam ederken 1 levrek misafir oldu. Arkasından 2 kofana daha girdi heybeye. İstanbuldan ayrılırken hanımın dediği, ya Yavuz gidiyorsun o kadar bari lüfer tut çocuk çok seviyor demesi geldi aklıma. Evdekileri mutlu etmenin ve benim için geçen harika bir av günün sonunda düştüm dönüş yoluna. Peşinde koşturan herkese daha iyileri gelir umarım. Kalın sağlıcakla.