Vedat Abayoğlu
Daimi Üye
- Katılım
- 2 May 2010
- Mesajlar
- 1,093
- Tepkime puanı
- 206
- Puanları
- 63
- Yaş
- 76
- Adı
- Vedat Abayoğlu
- Kan Grubu
- A Rh Negatif
Değerli Dostlarım
Mutad yazmayı amaçladığım pazartesi raporlarıma,İstanbulda bulunmam sebebiyle ara vermiştim.
Döner dönmez,İlkbahar akını öncüleri Çupraların peşine düştüm.Beni konuşmalarımızda böyle bir av için motive eden asil Kardeşim Burak Karadenizede teşekkür ediyorum.
Kendini göstermeye başlayan birkac çupra haberi, İstanbuldayken dönünce hemen peşlerine düşmemi tetiklemişti.
Haylaz çocuk Alparslanla hemen arkası,arkasına Sivriceye ulaştık.
Bacağını kesmiş bu 18'lik delikanlının,herşey bir yana boğazın usta uzak atıcısı olduğunu, ayrıca tutkulu bir avcı olduğumalümumdu.
Eh o zaman onunla hafiften yarışır,hemde standlarında tozlanmış muhtelif surf takımlarımında hakkını verebilirdim.
Aldım getirdim evime,on kadar surf kamış ve makaralarını yükledik benim kendim kadar yaşlı kartalıma.
Okanda bulunan sair partneriminde yardımıyla takımların bazı misinalarını yeniledik,olta düzenlerini olabildiğince uzağa erdirmek amacıyla,favori yöntemlerimi boş vererek hazırladık.
Takımlarımızın esasını,uzak atış kurşunu formunda,ancak boncuklu telli çapa benzeri kurşunlar,FC misinalar ve iğneler teşkil etmekteydi.Bazılarını tek iğneli yapsakta coğu daha uzağa atışa uygun,klasik 3'lü takımlardan müteşekkildi.
Yem eksikliğimiz vardı.Bunuda tam ideal olmasada taze tutulmuş kalamar kollarından takarak giderdik.
Kuvvetli esen doğu rüzgarlarının kabarttığı denizden,yalancı vuruş hareketlerinden asgari etkilenmek içinde atışlardan sonra çapa kurşunlarla dibe sağlamca tutunduk,uzun kamışlarımıda olabildiğince dik sabitleyerek misinaların boşluklarını aldık.
Elbette evvelden anlattığım favori çupra takımlarına hiç benzememekteydi takımlarımız.
Ama şartlar değişikti,ona göre düşünmeli ve avlanmalıydık.
Öylede yaptık.İnce uzun kalamar bacaklarını iğnelerimize güzelce taktık.Sonrasında bir ben bir o topal delikanlı,kamışlara yüklendikce yüklendik,olabildiğince açığa erebildik.
Yetmedi kamışlarımızı dik olarak sahile değilde,set üstünede çıkarak orada sabitledik.İşte şimdi dalgalar ne kadar yüksek olurlarsa olsunlar misinamıza deyememekteydiler.
Çupranın yemi aldığında yürüyen bir balık olduğunu,yutmakta aceleci davranmadığı herkesin malumudur.Ama buna boşverdik,mera zordu yakınlar kayalıktı ve biz takılmadan açıktaki kumluk aynalara ermeliydik.
.İlişikte av öncesi hazırlıklarımızı,dün akşamüstünün ve bu sabahın ilk saatlerinin bereketini belgeleyen resimleride sunuyorum.
Sorularınızı bekliyorum.
Sevgi ve saygımla kalınız.
Mutad yazmayı amaçladığım pazartesi raporlarıma,İstanbulda bulunmam sebebiyle ara vermiştim.
Döner dönmez,İlkbahar akını öncüleri Çupraların peşine düştüm.Beni konuşmalarımızda böyle bir av için motive eden asil Kardeşim Burak Karadenizede teşekkür ediyorum.
Kendini göstermeye başlayan birkac çupra haberi, İstanbuldayken dönünce hemen peşlerine düşmemi tetiklemişti.
Haylaz çocuk Alparslanla hemen arkası,arkasına Sivriceye ulaştık.
Bacağını kesmiş bu 18'lik delikanlının,herşey bir yana boğazın usta uzak atıcısı olduğunu, ayrıca tutkulu bir avcı olduğumalümumdu.
Eh o zaman onunla hafiften yarışır,hemde standlarında tozlanmış muhtelif surf takımlarımında hakkını verebilirdim.
Aldım getirdim evime,on kadar surf kamış ve makaralarını yükledik benim kendim kadar yaşlı kartalıma.
Okanda bulunan sair partneriminde yardımıyla takımların bazı misinalarını yeniledik,olta düzenlerini olabildiğince uzağa erdirmek amacıyla,favori yöntemlerimi boş vererek hazırladık.
Takımlarımızın esasını,uzak atış kurşunu formunda,ancak boncuklu telli çapa benzeri kurşunlar,FC misinalar ve iğneler teşkil etmekteydi.Bazılarını tek iğneli yapsakta coğu daha uzağa atışa uygun,klasik 3'lü takımlardan müteşekkildi.
Yem eksikliğimiz vardı.Bunuda tam ideal olmasada taze tutulmuş kalamar kollarından takarak giderdik.
Kuvvetli esen doğu rüzgarlarının kabarttığı denizden,yalancı vuruş hareketlerinden asgari etkilenmek içinde atışlardan sonra çapa kurşunlarla dibe sağlamca tutunduk,uzun kamışlarımıda olabildiğince dik sabitleyerek misinaların boşluklarını aldık.
Elbette evvelden anlattığım favori çupra takımlarına hiç benzememekteydi takımlarımız.
Ama şartlar değişikti,ona göre düşünmeli ve avlanmalıydık.
Öylede yaptık.İnce uzun kalamar bacaklarını iğnelerimize güzelce taktık.Sonrasında bir ben bir o topal delikanlı,kamışlara yüklendikce yüklendik,olabildiğince açığa erebildik.
Yetmedi kamışlarımızı dik olarak sahile değilde,set üstünede çıkarak orada sabitledik.İşte şimdi dalgalar ne kadar yüksek olurlarsa olsunlar misinamıza deyememekteydiler.
Çupranın yemi aldığında yürüyen bir balık olduğunu,yutmakta aceleci davranmadığı herkesin malumudur.Ama buna boşverdik,mera zordu yakınlar kayalıktı ve biz takılmadan açıktaki kumluk aynalara ermeliydik.
.İlişikte av öncesi hazırlıklarımızı,dün akşamüstünün ve bu sabahın ilk saatlerinin bereketini belgeleyen resimleride sunuyorum.
Sorularınızı bekliyorum.
Sevgi ve saygımla kalınız.