Son iki gündür sabah 1000 gibi çıkıyor akşam eve geliyorum. İnanın amele yanığı diye tabir edilen bütün izler vücudumda oluşmaya başladı. Yüzüğüm, saatim, tişörtüm ve gözlüğüm vücudumda derin izler bıraktılar. Bu hırsımın nedeni canlı yada ölü yem sırtısı yapmak ve trofe balıklar tutmak. Gelgelim işler o kadar kolay değil. En önemlisi gerçekten güzel bir canlı yem tutmak çok zor. Örneğin palamut, yazılı orkinos veya kefal. Bunlardan bir tane tutabilmek için ben diyeyim 2 saat siz deyin 3 saat uğraşıyorum. Kefale attığım kıbrısı ispariler veya çok küçük kefaller ilk 15 dakikada darmadağın ediyor. Diğerlerine çektiğim yüzey sırtısı takımlarında saatlerce tık yok. Bizim buralarda pek kullanılmasa bile SABİKİ tarzı iri çaparileri bile denedim. Kolaylıkla tutabildiğim tek balık mercan. Ne yazikki o da yüzerken dönüyor ve çabuk ölüyor. Üstelik yırtıcıların çok rağbet ettiği bir yem değil. Zor bela tutabildiğim 2 lapa (gopez de diyorlar) güzel yüzmelerine ve dayanıklı olmalarına rağmen başarılı olamadılar ve sağ salim denize iade edip "yeter artık başlasın JIGGING" dedirttiler.
Ama bunca çaba boşa gitmedi. Yepyeni ve kocaman bir taş daha buldum. Evet! Yepyeni ve gıcır gıcır. Neden böyle diyorum?. Çünkü taşlarda avlanmak o bölgede yaşayan balık nüfüsu üzerinde baskı yaratabiliyor. Hele birde sizin teknenizi dürbünle takip eden arkadaşlarınız varsa işler çok kötü. Kısa sürede kıtlık başlıyor. Her zaman söylediğim gibi bundan kurtulmanın tek yolu YAKALA FOTOĞRAFLA ve BIRAK. Ama henüz o doyum noktasına varamadık.
Bu denemelerim sırasında bulduğum yeni taşı önce balık bulucuda inceledim. Çok düşük bir süratle nereden başlayım nerde bittiğini ve yapısını anlamaya çalıştım. Kerterizlerimi aldıktan sonra rüzgarı da hesaplayıp tekneyi durdurdum. İlk gün yanımda Yavuz vardı. Onun ilk seğirtme tecrübesi. Biraz aksak biraz doğru yapıyordu. Bu sırada onun zokasını takip eden Akyaların teknenin altına kadar geldiğini ve oldukça iri olduklarını gördüm. Hemen bende başladım seğirtmeye. Ama durum hep aynı. TAKİP VAR ISRAR YOK. Hangi zokayı denersek deneyelim bir türlü yaranamadık. Sonunda ben 200 gr'lık mavi-eflatun renkli zokayı önce sakin sonra çok hızlı seğirttim. Çok hızlı derken, geçekten çok hızlı. Daha doğrusu şöyle diyeyim bir insanın yapabileceği en hızlı ve en kuvvetli şekilde. Bu kadar hızlı ve kuvvetli seğirtince balığın vuruşu da kuvvetli oldu. İlk yakalandığında diyebilirimki biryerlere takıldı. Siz kaptırmış yüksek tempoyla seğirtirken balığın yakalanma anı gerçekten inanılmaz. Balık küçük olsa bile bu böyle. Zokanın balığa iyice oturduğundan emin olunca takımı Yavuz'a verdim. Keyifle çekti. Bizim buraların mercan kralı Yavuz, oltasında hissettiği kendisi için siftah mücadelenin her anından keyif alıyordu. Ona yavaş olmasını ve keyfini çıkartmasını söyledim.
YAVUZ VE İLK AKYASI
YAKIŞIKLIYLA BEN
[DM]xdpr67_akya-avy_sport[/DM]
YAVUZUN BALIĞI ÇEKME KAYDI
Ertesi gün (bugün) aynı beklenti ve heyecanla açıldım. Yine aynı şeyleri denedim ama olmadı. Limana boş dönmemek namına yaptığım dikey seğirtme yüzümü güldürdü.
Bugün balık bulucu performansı çok iyi olduğundan sizlerle paylaşmam gerektiğini düşündüğüm ekranların resimlerini çektim. Balık bulucu ekranında gördüklerinizi anlamanıza yardımcı olacağını umuyorum.
TAŞIN ETEĞİ
Yeni şeyler denemeye devam edeceğim. Daha doğrusu benim için yeni. Canlı ve ölü yem sırtıları. Umarım Ahmet ve Tahir Bey'ler gibi inanılmaz güzellikleri sizlerle paylaşırım. Hepinize rastgelsin.
Ama bunca çaba boşa gitmedi. Yepyeni ve kocaman bir taş daha buldum. Evet! Yepyeni ve gıcır gıcır. Neden böyle diyorum?. Çünkü taşlarda avlanmak o bölgede yaşayan balık nüfüsu üzerinde baskı yaratabiliyor. Hele birde sizin teknenizi dürbünle takip eden arkadaşlarınız varsa işler çok kötü. Kısa sürede kıtlık başlıyor. Her zaman söylediğim gibi bundan kurtulmanın tek yolu YAKALA FOTOĞRAFLA ve BIRAK. Ama henüz o doyum noktasına varamadık.
Bu denemelerim sırasında bulduğum yeni taşı önce balık bulucuda inceledim. Çok düşük bir süratle nereden başlayım nerde bittiğini ve yapısını anlamaya çalıştım. Kerterizlerimi aldıktan sonra rüzgarı da hesaplayıp tekneyi durdurdum. İlk gün yanımda Yavuz vardı. Onun ilk seğirtme tecrübesi. Biraz aksak biraz doğru yapıyordu. Bu sırada onun zokasını takip eden Akyaların teknenin altına kadar geldiğini ve oldukça iri olduklarını gördüm. Hemen bende başladım seğirtmeye. Ama durum hep aynı. TAKİP VAR ISRAR YOK. Hangi zokayı denersek deneyelim bir türlü yaranamadık. Sonunda ben 200 gr'lık mavi-eflatun renkli zokayı önce sakin sonra çok hızlı seğirttim. Çok hızlı derken, geçekten çok hızlı. Daha doğrusu şöyle diyeyim bir insanın yapabileceği en hızlı ve en kuvvetli şekilde. Bu kadar hızlı ve kuvvetli seğirtince balığın vuruşu da kuvvetli oldu. İlk yakalandığında diyebilirimki biryerlere takıldı. Siz kaptırmış yüksek tempoyla seğirtirken balığın yakalanma anı gerçekten inanılmaz. Balık küçük olsa bile bu böyle. Zokanın balığa iyice oturduğundan emin olunca takımı Yavuz'a verdim. Keyifle çekti. Bizim buraların mercan kralı Yavuz, oltasında hissettiği kendisi için siftah mücadelenin her anından keyif alıyordu. Ona yavaş olmasını ve keyfini çıkartmasını söyledim.
YAVUZ VE İLK AKYASI
YAKIŞIKLIYLA BEN
[DM]xdpr67_akya-avy_sport[/DM]
YAVUZUN BALIĞI ÇEKME KAYDI
Ertesi gün (bugün) aynı beklenti ve heyecanla açıldım. Yine aynı şeyleri denedim ama olmadı. Limana boş dönmemek namına yaptığım dikey seğirtme yüzümü güldürdü.
Bugün balık bulucu performansı çok iyi olduğundan sizlerle paylaşmam gerektiğini düşündüğüm ekranların resimlerini çektim. Balık bulucu ekranında gördüklerinizi anlamanıza yardımcı olacağını umuyorum.
TAŞIN ETEĞİ
Yeni şeyler denemeye devam edeceğim. Daha doğrusu benim için yeni. Canlı ve ölü yem sırtıları. Umarım Ahmet ve Tahir Bey'ler gibi inanılmaz güzellikleri sizlerle paylaşırım. Hepinize rastgelsin.
Moderatör tarafında düzenlendi: