Elixer
Aktif Üye
- Katılım
- 3 Ara 2013
- Mesajlar
- 401
- Tepkime puanı
- 262
- Puanları
- 63
- Konum
- İstanbul
- Adı
- Ahmet Demirkan
- Kan Grubu
- A Rh Pozitif
Yaklaşık 2 haftadır dişli peşinde koşuyorum. Maalesef evdeki dengeleri de iyi gözetmem gerektiği için uygun saatlerde ve uzunlukta avlar yapamıyordum. 2 haftadır da eve ellerim boş dönüyordum. Halbuki meramda tek tük balık çıkmaya da başlamıştı.
Sabah 5 gibi merada yerimi aldım. Merada 30 kişi, tepemde dolunay, karşımda göl gibi denizi görünce ümitsizliğe kapılmıştım bile. Demek ki bu sabah da yine aynısı olacak diyerek küçük bir ümit at çek yapmaya başladım.
Sağıma soluma bakıyorum ama kimsede bir hareket yok. Sahteyi değiştirmeye karar verdim. Sahtenin marifeti midir, yoksa doğru zamanda doğru yerde mi bulunmak dersiniz, yarım saat sonra o özlenen vuruşu almıştım. Sakin bir şekilde balığı çekmeye başladım. Kamışımın ilk balığı olduğu ve ilk dönüş balığını kandırdığım için balığın büyüklüğünü anlayamadım. Sanırım bir lüfer veya kaba lüferi kendime doğru çekiyordum. Bana yaklaşıp balığı suyun içinde görünce bunun bir lüfer olmadığını anladım. O ilk sakinliğimden eser kalmamıştı. ilk defa bu kadar büyük bir balık yakalamıştım ve kaçırmak istemiyordum. Yavaş bir şekilde ama boşluk vermeden balığı kendime kadar getirdim. Suya çıktığında çırpınıp iğneden kurtulmaması için tek hamlede balığı yanıma almayı başardım. Balığı gördüğümde gözlerime inanamadım çünkü bu kadar büyüğünü ancak videolarda ve resimlerde görmüştüm. Şimdi kanlı canlı bana bakıyordu
Sağ olsun hemen yanımdaki abimiz yardıma koştu. Balığı benim için 2 eli ile tutarken ben de iğneleri balığın ağzından ve pantolonumdan çıkarmaya çalışıyordum. Karşımda 1 kiloluk kocaman bir dişli vardı.
Esas hikaye de bu zamandan sonra başladım. Sırt çantamdan daha once hazır etitğim market poşetini çıkardım. Balığı bir güzel poşetin içine koydum ve balık poşeti yırtıp kucağımdan kayaların arasına düştü. Suda çırpınmasını duyuyor ama balığa ulaşamıyordum. Arabadan kepçeyi getirdim. Bir ümit kayanın arkasından çıkar ve ben de yakalarım diye aramaya başladım ama nafile. Bizimkisi 2.80 suyun içinde yatıyordu.
O sırada oradaki tecrübeli abilerimizden birisinden parlak bir fikirle geldi. Zıpkın şişi ile onu oradan çıkarabileceğimi ve ilerideki zıpkıncıdan şişini ödünç isteyebileceğimi söyledi. Zıpkıncıya gerek kalmadan balıkçı arkdaşlarımızdan bir tanesi arabasında zıpkın şişi olduğunu ve yardım edebileceğini söyledi. Onun 15-20 dk. çabası ile balığa ulaşabildik. Ben de büyük bir vicdan azabından ve hayal kırıklığından böylece kurtuldum. 30 dk içinde ruh halim maceradan, dramaya, dramadan komediye savruldu. Hikaye böyle sonlandığı için çok mutluydum. Meradaki balıkçı dostalrımı yardımı olmasa o balığı mümkün değil oradan çıkaramazdım. Iyiki hepiniz varsınız.
Kullanılan ekipmanlar:
Kamış: Daiwa Lateo 90M
Makina: Daiwa Caldia 2500
İp: YGK X8 PE 0.8
Sahte: Duo 125 SLD-F
Mera: Marmara/İstanbul (lütfen detay sormayın)
Çıkarılacak ders: BIM poşeti kullanmayın.
Balık 47 cm ve 950 gr geldi. Daha iyileri sizlere rast gelsin.
Sabah 5 gibi merada yerimi aldım. Merada 30 kişi, tepemde dolunay, karşımda göl gibi denizi görünce ümitsizliğe kapılmıştım bile. Demek ki bu sabah da yine aynısı olacak diyerek küçük bir ümit at çek yapmaya başladım.
Sağıma soluma bakıyorum ama kimsede bir hareket yok. Sahteyi değiştirmeye karar verdim. Sahtenin marifeti midir, yoksa doğru zamanda doğru yerde mi bulunmak dersiniz, yarım saat sonra o özlenen vuruşu almıştım. Sakin bir şekilde balığı çekmeye başladım. Kamışımın ilk balığı olduğu ve ilk dönüş balığını kandırdığım için balığın büyüklüğünü anlayamadım. Sanırım bir lüfer veya kaba lüferi kendime doğru çekiyordum. Bana yaklaşıp balığı suyun içinde görünce bunun bir lüfer olmadığını anladım. O ilk sakinliğimden eser kalmamıştı. ilk defa bu kadar büyük bir balık yakalamıştım ve kaçırmak istemiyordum. Yavaş bir şekilde ama boşluk vermeden balığı kendime kadar getirdim. Suya çıktığında çırpınıp iğneden kurtulmaması için tek hamlede balığı yanıma almayı başardım. Balığı gördüğümde gözlerime inanamadım çünkü bu kadar büyüğünü ancak videolarda ve resimlerde görmüştüm. Şimdi kanlı canlı bana bakıyordu
Sağ olsun hemen yanımdaki abimiz yardıma koştu. Balığı benim için 2 eli ile tutarken ben de iğneleri balığın ağzından ve pantolonumdan çıkarmaya çalışıyordum. Karşımda 1 kiloluk kocaman bir dişli vardı.
Esas hikaye de bu zamandan sonra başladım. Sırt çantamdan daha once hazır etitğim market poşetini çıkardım. Balığı bir güzel poşetin içine koydum ve balık poşeti yırtıp kucağımdan kayaların arasına düştü. Suda çırpınmasını duyuyor ama balığa ulaşamıyordum. Arabadan kepçeyi getirdim. Bir ümit kayanın arkasından çıkar ve ben de yakalarım diye aramaya başladım ama nafile. Bizimkisi 2.80 suyun içinde yatıyordu.
O sırada oradaki tecrübeli abilerimizden birisinden parlak bir fikirle geldi. Zıpkın şişi ile onu oradan çıkarabileceğimi ve ilerideki zıpkıncıdan şişini ödünç isteyebileceğimi söyledi. Zıpkıncıya gerek kalmadan balıkçı arkdaşlarımızdan bir tanesi arabasında zıpkın şişi olduğunu ve yardım edebileceğini söyledi. Onun 15-20 dk. çabası ile balığa ulaşabildik. Ben de büyük bir vicdan azabından ve hayal kırıklığından böylece kurtuldum. 30 dk içinde ruh halim maceradan, dramaya, dramadan komediye savruldu. Hikaye böyle sonlandığı için çok mutluydum. Meradaki balıkçı dostalrımı yardımı olmasa o balığı mümkün değil oradan çıkaramazdım. Iyiki hepiniz varsınız.
Kullanılan ekipmanlar:
Kamış: Daiwa Lateo 90M
Makina: Daiwa Caldia 2500
İp: YGK X8 PE 0.8
Sahte: Duo 125 SLD-F
Mera: Marmara/İstanbul (lütfen detay sormayın)
Çıkarılacak ders: BIM poşeti kullanmayın.
Balık 47 cm ve 950 gr geldi. Daha iyileri sizlere rast gelsin.