Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için forumka kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.
Bu aralar yemiyorum, belki de benden ümidi kesti.Ben yemeye devam ediyorum
efsane postKendimi çok kaptırdım yine bu aralar...
Evime giderken ekmek almayı bile unutuyorum. Eşimle balkonda yemek sonrası bir kahve içelim diyoruz, bir anda konuyu balığa bağlayıp balık muhabbeti yapıyorum. Sıkılıyor belli ama çaktırmıyor. İş yerinde arkadaşımdan ataç yerine klips istiyorum. Sabah uyandığımda pencereyi açıp havaya bakıyor, rüzgarı dinliyorum.
Kendimi çok kaptırdım yine bu aralar...
Bisiklete binerken de böyleydim. Binemediğim zamanlar rüyamda bisiklet sürüyordum. Şimdilerde rüyamda balık tuttuğum gibi... Belime altı vida takıldıktan sonra herşey bitti. İyileşme sürecinde bir daha binip binemeyeceğimi düşündüm durdum. Bir kaç denemeden sonra binemeyeceğimi anladım. O zamanlarda levrek tutkusu vardı ama bisikletin yerini hiç birşeyin tutamayacağını sanıyordum. Şimdi geldiğim nokta bisikletimi satıp takım aldım, yani kronik levrek hastası.
Kendimi çok kaptırdım yine bu aralar...
Evet bu işi biraz frenlemem lazım. Arabanın bagajına alış veriş poşetlerini dahi koyamıyorum. Arabamızı işi gereği eşim kullanıyor. Ben de ulaşımı bahane edip, belim sakat olduğu halde daha zorlu yerlere gitmek için motosiklet aldım. Geçenlerde motosikletten düştüğümde anladım kendime ne büyük bir kötülük yaptığımı. Belime bir şey olmadı gerçi ama omuzumu sakatladım. Düştükten sonra yerde yatarken aklıma gelen ilk şey ne oldu dersiniz ? Kamış... Evet sırtımda asılı duran kamışa birşey olmadığını gördükten sonra farkettim omzumu haraket ettiremediğimi. Peki sonra ne mi oldu? Motosikletime binip devam. Ölmek var dönmek yok misali.
Kendimi çok kaptırdım yine bu aralar...
Günde üç, dört saat uykuyla duruyorum. Haftada en az üç gün levrekteyim. Karşıya geçerken bindiğim arabalı vapurda bile deniz tutarken beni, altı metrelik teknede, üç dört havada boğazda buluyorum kendimi. Gece yatağıma yattığımda sallanmaya devam ediyorum sanki. Arkadaş eş dost sohbet muhabbet derken bir plan hoop denizin kenarında buluyorum kendimi. Büyük oğlumu hafta sonu kursa bırakıyorum bir bakmışım ki elimde olta deniz kenarında çocuğun kurstan çıkmasını bekliyorum. Neredeyse bakkala giderken bile iki olta atıp geleceğim...
Kendimi çok kaptırdım yine bu aralar...
Ama olsun şimdi çok mutluyum. İçim huzur dolu, bir sürü güzel yürekli insan tanıdım hepsi birbirinden değerli. Gecenin karanlığı, sabahın ilk ışıkları, gün batımı... Günün her anının tadını çıkarıyorum. Ciğerlerimde mis gibi denizin kokusu buram buram, kulaklarımda rüzgar ve dalgaların sesi şarkı söylüyor. Bazen bir iki levrek merhaba diyor. Hepsinin ayrı hikayesi var. Kimisi çok içli, kimisi çok heyecanlı, kimisi de çok neşeli oluyor. Alıyorum kalemi elime yazdıkça yazıyorum . İnsanları doğayı ailemi daha da çok sevmeye başladım. Yaşadığım şehir daha bir güzel şimdi. Hayat daha bir dolu.
Ne yapayım çok kaptırıyorum kendimi dayanamıyorum . Bak şimdi nasıl canım çekti hadi ben balığa gidiyorum...
Soner