Hamington
Üye
- Katılım
- 8 Haz 2013
- Mesajlar
- 55
- Tepkime puanı
- 384
- Puanları
- 53
- Konum
- İstanbul - Gelibolu
- Adı
- Fırat Çubukçu
Suyu Okumak
..
Büyük bir tutkuyla koştura koştura ve hatta çoğu zaman da hanımdan sevgiliden zar zor izin alarak gideriz balık tutmaya.
Ancak eli boş dönmemek ve skor yapmış olmak!! Bu hobiyi yapan herkes için çok önemlidir.
Tut-bırak yöntemini tercih eden için de yasal av sınırlarının altında kalan balıkları hunharca, bencilce ve cehaletle alan adam için de önemlidir SKOR!! yapmak.
Peki nasıl yapacağız bu skoru?
Çok kolay aslında .
Suyu Okuyacağız.
Hedef balığımıza göre değişkenlere hakim olacağız.
Zira dış etkenleri çok iyi bilmemiz, hava şartlarının balık davranışlarına etkisine hakimiyetimiz, hedef avımızın avlanma reflekslerine , yaşam alanlarında nasıl davranışlar sergilediğine, hangi zamanda nasıl beslendiğine ve hatta yumurtlama dönemlerine iyi hakim olmamız skor yapmadaki verimliliğimizi mutlak surette etkileyecek temel nedenlerdir.
Mesela Ekim ayında çok aydınlık ve gürültülü bir kumsalda Eşkina tutamayacağımız neredeyse kesindir.
Eşkina tutmak istiyorsak hayvanın yumurta döktükten hemen sonra çılgınlar gibi aç olduğu Nisan Mayıs aylarında, kayalık kıyı bölgelerinde ay olmayan gecelerde sessiz ve karanlık alanları tercih ederiz.
Ekim Kasım aylarında yağmurlu , rüzgarlı ve kapalı hava varsa yakındaki bir gölete Turna tutmaya değil, Kıyı kesimlerde ama Spin Casting ile ama Yemli beklemeli av ile Lüfer tutmaya gideriz.
Aslında burada birazdan aktarmaya çalışacağım bilgiler, yukarıda bahsedilen genel bilgilerin, belli bir avlanma disiplini ve belli bir av türüne indirgenerek odaklanmış detaylarını içerecektir.
AV DİSİPLİNİ:
SPIN CASTING
HEDEF AV:
LEVREK
Kısaca söylemek gerekirse; Geliboluda yıllarıdır babadan oğula aktarılarak gelen bilgileri, gerek kişisel tecrübelerimi, gerekse araştırmalarım gereği edindiğim SPIN CASTING YÖNTEMİ İLE LEVREK AVI na ilişkin vakıf olduğum birikimi paylaşmaya çalışacağım.
SAHİL YAPISINI TANIMAK:
İşin aslında en belirleyici ve kritik kısmı budur.
Avlandığımız sahilde neler olup bittiğini bilmemiz ve hedef avın nereden çıkacağına hakim olmamız işin en kritik kısmını belirler.
Zira özellikle doğru sezondaysanız, emin olunki kumsalda durduğunuzda karşınızdaki suda MUTLAKA LEVREK VARDIR!!!
Önemli olan bu çok zeki ve bir o kadar meraklı olan hayvanı karşınızdaki kumsalın neresinde bulabileceğinizdir.
İşte bu yüzden sahilin yapısını tanımaya ihtiyacımız vardır.
Dünyanın her yerinde kumsallar/sahiller , dalga etkisi ile şekillenirler.Dalganın hareket dinamiği, beraberinde ürettiği inanılmaz güç ile birlikte nasıl davranır onu inceleyerek başlayalım.
Öncelikle aşağıdaki resmi dikkatlice inceleyelim.
Resim 1
Biz avlanırken sahilde bulunuruz. Üzerinde durduğumuz kum sadece üzerine bastığımız alanda bulunmaz.
Aynı zamanda suyun altında da belirli bir miktarda, hatta çoğu zaman hatırı sayılır derecede ilerlemektedir.
Bizim genel itibarıyla dışarıdan bildiğimiz şekli ile dalga bu resimde olduğu gibi kıyıya eğilimli olarak hareket eder. Biz bunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz.
Ancak asıl önemli olan konu sürekli kıyıya eğilimli dalgaların nasıl geri döndükleri ve geriye dönerken beraberlerinde ne götürdükleridir.
Dalgalar ve kıyı akıntıları kıyıda geldikleri açık alanlara doğru geri dönerken, iç hareket dinamikleri ve güçleri yettiğince kıyı ilintilerini de beraberinde götürürler.
Bu da doğal yollarla oluşan ve yukarıdaki resimde de görülen SU ALTI KUM BARİYERLERİ dir. Bu oluşumu çok iyi bilmek ve tanımak, yapacağımız ava olan etkiyi en üst düzeye taşıyacaktır.
Bu bilgi ve hakimiyet, sizin Mera Yeri Bilmek ile Bulunduğunuz Meradan Av Çıkartabilmek gibi iki ayrı noktadan hangisinde duracağınıza etkendir.
İletkenlerin oluşturduğu su altı kum bariyerleri, kıyı kayalıkları ile karıştırılmamalıdır. Zira bu zemin oluşumları dalga yönüne göre sürekli hareketlidir.
Bu sebepten ötürü gittiğiniz meranın Poyraz bir havada balık tutabildiğiniz noktasında, başka bir rüzgar/dalga yönü olan günde hiç balık alamayabilirsiniz.
Ancak SUYU OKUMAYI BİLİRSENİZ , ihtimallerinizi en üst seviyeye taşırsınız.
Şimdi genel durumu özetledikten sonra detayları incelemeye geçelim. Ardından bu detayların Balığı Bulmaya Etkilerini inceleyelim.
Aşağıda gördüğünüz resim, kıyı yapısını birinci resme göre artık biraz daha detaylandırarak göstermeye başlamıştır.
Resim 2
Bu resim ilk resmin biraz daha detaylandırılmış halidir. Genel itibarıyla şu şekilde tanımlanabilir:
1. Kumsal
2. Yakın Kum Batak Alanı (Durgun Alan)
3. Yakın Kum Bariyeri
4. Uzak Kum Batak Alanı (Durgun Alan)
5. Uzak Kum Bariyeri
Genelde birçok kumluk alanda oluşum bu şekildedir. Yukarıda bahsetmiştik. Kıyıya doğru hareket eğiliminde olan su, 3 ve 5 numaralı kum tepecikleri sayesinde kıyıya yaklaştıkları sığ alanlarda kırılır ve gözle görebildiğimiz dalgayı oluştururlar.
Bunların hemen ardından da 2 ve 4 numaralı alanlardaki durağan bekleme alanları gerçekleşir.
Zira suyun altındaki yükselti etkisi ile kırılan dalga gücünü, aynı deprem fayı kırılmasında yaşandığı gibi kaybetmiştir.
Kıyıya yönelimlidir ancak sakin bir alan oluşturur. İşte balık bu alanlarda bekleme eğilimindedir.
Zira özellikle Levrek başta olmak üzere tüm balıklar, en az enerji harcayıp en verimli besin erişimine eğilimlidir. Bu sebeple balığı aramamız gereken öncelikli alanlar buralardır.
Sanırım aşağıdaki fotoğrafta, yukarıda bahsi geçen Kum bariyeri sayesinde oluşan dalgalar ve sonrasındaki sakin bölgeler en iyi biçimde gözlemlemeniz mümkün olmaktadır.
Resim 3
Ancak dikkat ettiyseniz şimdiye kadar suyu okurken, sahili sanki bıçakla ikiye böldükten sonra yandan bakarak anlamaya çalıştık.
Bu başlangıçta gayet mantıklı ve anlaşılabilirdi. Ancak olayın bütününe ve derinine girdikçe işler biraz karışıklaşmaya başlayacak. Zira su altı kum bariyerleri bütün sahil boyunca uzayıp gitmez.
Otoyollardaki kesik çizgiler gibidir ve bunların dinamiklerini iyi inceleyip konunun bu kısmına da hakim olmak aslında çok çok daha fazla önemlidir.
Özellikle bu plajda sadece balık tutmayıp yüzmek istiyorsanız
Sakin olun.
Gelin bir de sahile yukarıdan bakalım, neler olup bitiyor. Buyurun size birçok kişi için yepyeni bir ifade:
ÇEKEN AKINTI / RIP AKINTISI :
Bahsettiğimiz gibi, kum bariyerleri sahil boyunca uzayıp gitmez.
Sahil boyunca ne kadar uzadığı da değişkenlik gösterir.
Ancak şunu kesin olarak biliyoruz ki, ne kadar uzun sahil, o kadar fazla miktarda Kum bariyeri demektir.
Önce aşağıdaki resmi inceleyelim.
Akıntı Kıyıya eğilimli olarak ilerlerken Brakers noktasından geçerken kırılarak köpüren dalgayı oluşturur.
Kum bariyerini aştıktan sonra kıyıya vuran akıntı halindeki su, bir şekilde yerini yeni gelecek olan dalgaya bırakmak durumundadır.
Ancak bir şekilde de peşinden gelen dalganın baskısına maruz kalmaktadır. İşte bu anda, kendine en kolay kaçamak noktası olarak daha önceden kendisinin oluşturduğu kum bariyeri boşluk alanına doğru bir boyun (Neck) yaparak geçer ve kum bariyeri dışına atladığında dışa dağılarak tüm gücünü kaybeder.
İşte bu alanlar bizim için en kıymetli bölgelerdir.
Birkaç resimde daha bu bölgelerin nereler olduklarını anlamaya çalışalım.
Ardından bu oluşum içerisinde balığın nerede konuşlandığını keşfetmeye başlayacağız.
Resim 5
Resim 6
Resim 7
Yukarıda uzun uzun anlatılan konuları sanırım görseller en iyi şekilde ifade etmektedir. Son üç resim, kum bariyerlerinin bulunduğunuz sahilde nerelerde kırıldığını anlamanız için çok güzel örneklerdir.
Aşağıdaki resimlerde ise, kum bariyerlerinin aralık noktalarından sonra oluşan ve resim 4 de Breakers olarak bahsi geçen alanı tanımlamaya çalışalım.
Resim 9
Resim 10
Dalganın kum bariyerin üzerinden kurtulduğu bölüm yani Header olarak tanımlanan kısmı da bu noktalardır.
Burada çok önemli kısım şudur ki bu son bölümde görmeye başladığımız fotoğraflar çok yüksekten çekilmiştir. Fotoğraflarda anlamak güç olsa da örneğin Resim 10 da görülen bölge yaklaşık 250 mt lik bir alandır.
Bu sebeple, eğer bulunduğunuz yerde kıyıdan bakıyorsanız bu alanları seçmeniz biraz güç olabilir. Dolayısıyla ava başlamadan evvel, yüksek bir yerde durarak önce avlak noktanızı iyice incelemenizçok daha fayda sağlayacaktır.
Büyük bir tutkuyla koştura koştura ve hatta çoğu zaman da hanımdan sevgiliden zar zor izin alarak gideriz balık tutmaya.
Ancak eli boş dönmemek ve skor yapmış olmak!! Bu hobiyi yapan herkes için çok önemlidir.
Tut-bırak yöntemini tercih eden için de yasal av sınırlarının altında kalan balıkları hunharca, bencilce ve cehaletle alan adam için de önemlidir SKOR!! yapmak.
Peki nasıl yapacağız bu skoru?
Çok kolay aslında .
Suyu Okuyacağız.
Hedef balığımıza göre değişkenlere hakim olacağız.
Zira dış etkenleri çok iyi bilmemiz, hava şartlarının balık davranışlarına etkisine hakimiyetimiz, hedef avımızın avlanma reflekslerine , yaşam alanlarında nasıl davranışlar sergilediğine, hangi zamanda nasıl beslendiğine ve hatta yumurtlama dönemlerine iyi hakim olmamız skor yapmadaki verimliliğimizi mutlak surette etkileyecek temel nedenlerdir.
Mesela Ekim ayında çok aydınlık ve gürültülü bir kumsalda Eşkina tutamayacağımız neredeyse kesindir.
Eşkina tutmak istiyorsak hayvanın yumurta döktükten hemen sonra çılgınlar gibi aç olduğu Nisan Mayıs aylarında, kayalık kıyı bölgelerinde ay olmayan gecelerde sessiz ve karanlık alanları tercih ederiz.
Ekim Kasım aylarında yağmurlu , rüzgarlı ve kapalı hava varsa yakındaki bir gölete Turna tutmaya değil, Kıyı kesimlerde ama Spin Casting ile ama Yemli beklemeli av ile Lüfer tutmaya gideriz.
Aslında burada birazdan aktarmaya çalışacağım bilgiler, yukarıda bahsedilen genel bilgilerin, belli bir avlanma disiplini ve belli bir av türüne indirgenerek odaklanmış detaylarını içerecektir.
AV DİSİPLİNİ:
SPIN CASTING
HEDEF AV:
LEVREK
Kısaca söylemek gerekirse; Geliboluda yıllarıdır babadan oğula aktarılarak gelen bilgileri, gerek kişisel tecrübelerimi, gerekse araştırmalarım gereği edindiğim SPIN CASTING YÖNTEMİ İLE LEVREK AVI na ilişkin vakıf olduğum birikimi paylaşmaya çalışacağım.
SAHİL YAPISINI TANIMAK:
İşin aslında en belirleyici ve kritik kısmı budur.
Avlandığımız sahilde neler olup bittiğini bilmemiz ve hedef avın nereden çıkacağına hakim olmamız işin en kritik kısmını belirler.
Zira özellikle doğru sezondaysanız, emin olunki kumsalda durduğunuzda karşınızdaki suda MUTLAKA LEVREK VARDIR!!!
Önemli olan bu çok zeki ve bir o kadar meraklı olan hayvanı karşınızdaki kumsalın neresinde bulabileceğinizdir.
İşte bu yüzden sahilin yapısını tanımaya ihtiyacımız vardır.
Dünyanın her yerinde kumsallar/sahiller , dalga etkisi ile şekillenirler.Dalganın hareket dinamiği, beraberinde ürettiği inanılmaz güç ile birlikte nasıl davranır onu inceleyerek başlayalım.
Öncelikle aşağıdaki resmi dikkatlice inceleyelim.
Resim 1
Biz avlanırken sahilde bulunuruz. Üzerinde durduğumuz kum sadece üzerine bastığımız alanda bulunmaz.
Aynı zamanda suyun altında da belirli bir miktarda, hatta çoğu zaman hatırı sayılır derecede ilerlemektedir.
Bizim genel itibarıyla dışarıdan bildiğimiz şekli ile dalga bu resimde olduğu gibi kıyıya eğilimli olarak hareket eder. Biz bunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz.
Ancak asıl önemli olan konu sürekli kıyıya eğilimli dalgaların nasıl geri döndükleri ve geriye dönerken beraberlerinde ne götürdükleridir.
Dalgalar ve kıyı akıntıları kıyıda geldikleri açık alanlara doğru geri dönerken, iç hareket dinamikleri ve güçleri yettiğince kıyı ilintilerini de beraberinde götürürler.
Bu da doğal yollarla oluşan ve yukarıdaki resimde de görülen SU ALTI KUM BARİYERLERİ dir. Bu oluşumu çok iyi bilmek ve tanımak, yapacağımız ava olan etkiyi en üst düzeye taşıyacaktır.
Bu bilgi ve hakimiyet, sizin Mera Yeri Bilmek ile Bulunduğunuz Meradan Av Çıkartabilmek gibi iki ayrı noktadan hangisinde duracağınıza etkendir.
İletkenlerin oluşturduğu su altı kum bariyerleri, kıyı kayalıkları ile karıştırılmamalıdır. Zira bu zemin oluşumları dalga yönüne göre sürekli hareketlidir.
Bu sebepten ötürü gittiğiniz meranın Poyraz bir havada balık tutabildiğiniz noktasında, başka bir rüzgar/dalga yönü olan günde hiç balık alamayabilirsiniz.
Ancak SUYU OKUMAYI BİLİRSENİZ , ihtimallerinizi en üst seviyeye taşırsınız.
Şimdi genel durumu özetledikten sonra detayları incelemeye geçelim. Ardından bu detayların Balığı Bulmaya Etkilerini inceleyelim.
Aşağıda gördüğünüz resim, kıyı yapısını birinci resme göre artık biraz daha detaylandırarak göstermeye başlamıştır.
Resim 2
Bu resim ilk resmin biraz daha detaylandırılmış halidir. Genel itibarıyla şu şekilde tanımlanabilir:
1. Kumsal
2. Yakın Kum Batak Alanı (Durgun Alan)
3. Yakın Kum Bariyeri
4. Uzak Kum Batak Alanı (Durgun Alan)
5. Uzak Kum Bariyeri
Genelde birçok kumluk alanda oluşum bu şekildedir. Yukarıda bahsetmiştik. Kıyıya doğru hareket eğiliminde olan su, 3 ve 5 numaralı kum tepecikleri sayesinde kıyıya yaklaştıkları sığ alanlarda kırılır ve gözle görebildiğimiz dalgayı oluştururlar.
Bunların hemen ardından da 2 ve 4 numaralı alanlardaki durağan bekleme alanları gerçekleşir.
Zira suyun altındaki yükselti etkisi ile kırılan dalga gücünü, aynı deprem fayı kırılmasında yaşandığı gibi kaybetmiştir.
Kıyıya yönelimlidir ancak sakin bir alan oluşturur. İşte balık bu alanlarda bekleme eğilimindedir.
Zira özellikle Levrek başta olmak üzere tüm balıklar, en az enerji harcayıp en verimli besin erişimine eğilimlidir. Bu sebeple balığı aramamız gereken öncelikli alanlar buralardır.
Sanırım aşağıdaki fotoğrafta, yukarıda bahsi geçen Kum bariyeri sayesinde oluşan dalgalar ve sonrasındaki sakin bölgeler en iyi biçimde gözlemlemeniz mümkün olmaktadır.
Resim 3
Ancak dikkat ettiyseniz şimdiye kadar suyu okurken, sahili sanki bıçakla ikiye böldükten sonra yandan bakarak anlamaya çalıştık.
Bu başlangıçta gayet mantıklı ve anlaşılabilirdi. Ancak olayın bütününe ve derinine girdikçe işler biraz karışıklaşmaya başlayacak. Zira su altı kum bariyerleri bütün sahil boyunca uzayıp gitmez.
Otoyollardaki kesik çizgiler gibidir ve bunların dinamiklerini iyi inceleyip konunun bu kısmına da hakim olmak aslında çok çok daha fazla önemlidir.
Özellikle bu plajda sadece balık tutmayıp yüzmek istiyorsanız
Sakin olun.
Gelin bir de sahile yukarıdan bakalım, neler olup bitiyor. Buyurun size birçok kişi için yepyeni bir ifade:
ÇEKEN AKINTI / RIP AKINTISI :
Bahsettiğimiz gibi, kum bariyerleri sahil boyunca uzayıp gitmez.
Sahil boyunca ne kadar uzadığı da değişkenlik gösterir.
Ancak şunu kesin olarak biliyoruz ki, ne kadar uzun sahil, o kadar fazla miktarda Kum bariyeri demektir.
Önce aşağıdaki resmi inceleyelim.
Akıntı Kıyıya eğilimli olarak ilerlerken Brakers noktasından geçerken kırılarak köpüren dalgayı oluşturur.
Kum bariyerini aştıktan sonra kıyıya vuran akıntı halindeki su, bir şekilde yerini yeni gelecek olan dalgaya bırakmak durumundadır.
Ancak bir şekilde de peşinden gelen dalganın baskısına maruz kalmaktadır. İşte bu anda, kendine en kolay kaçamak noktası olarak daha önceden kendisinin oluşturduğu kum bariyeri boşluk alanına doğru bir boyun (Neck) yaparak geçer ve kum bariyeri dışına atladığında dışa dağılarak tüm gücünü kaybeder.
İşte bu alanlar bizim için en kıymetli bölgelerdir.
Birkaç resimde daha bu bölgelerin nereler olduklarını anlamaya çalışalım.
Ardından bu oluşum içerisinde balığın nerede konuşlandığını keşfetmeye başlayacağız.
Resim 5
Resim 6
Resim 7
Yukarıda uzun uzun anlatılan konuları sanırım görseller en iyi şekilde ifade etmektedir. Son üç resim, kum bariyerlerinin bulunduğunuz sahilde nerelerde kırıldığını anlamanız için çok güzel örneklerdir.
Aşağıdaki resimlerde ise, kum bariyerlerinin aralık noktalarından sonra oluşan ve resim 4 de Breakers olarak bahsi geçen alanı tanımlamaya çalışalım.
Resim 9
Resim 10
Dalganın kum bariyerin üzerinden kurtulduğu bölüm yani Header olarak tanımlanan kısmı da bu noktalardır.
Burada çok önemli kısım şudur ki bu son bölümde görmeye başladığımız fotoğraflar çok yüksekten çekilmiştir. Fotoğraflarda anlamak güç olsa da örneğin Resim 10 da görülen bölge yaklaşık 250 mt lik bir alandır.
Bu sebeple, eğer bulunduğunuz yerde kıyıdan bakıyorsanız bu alanları seçmeniz biraz güç olabilir. Dolayısıyla ava başlamadan evvel, yüksek bir yerde durarak önce avlak noktanızı iyice incelemenizçok daha fayda sağlayacaktır.