ishak BALLICA
Daimi Üye
- Katılım
- 7 May 2010
- Mesajlar
- 823
- Tepkime puanı
- 183
- Puanları
- 43
- Adı
- İshak Ballıca
Sevgili arkadaşlar, geçtiğimiz hafta sonu Dostum Çağatay bey ile yapmayı planladığımız tekne avı benim ailece Çeşme taraflarına yapacağımız bir aile ziyareti nedeni ile bu hafta sonuna kalmıştı...
Nitekim, bu hafta sonu bizim ekibe misafir olarak Türker bey'in de katılımı ile istediğimiz avı gerçekleştirme fırsatı bulduk.
Av maceramıza 30.Temmuz.2010 Cuma günü akşam üstü saat: 17.00 gibi buluşarak başladık..Yoldan yemek/yiyecek ve yem telaşı filan derken sanırım demir alıp kalkışımız akşam üstünü iyice bulmuştur...
Bu av esnasında yem olarak tercihimiz bir patlak mamun, 150 adet sülünez ve yaklaşık olarak ta yarım kilo civarı da hani o da bulunsun baabından sardalya olarak planladık.
Teknenin rotasını Çağatay Kaptanım gideceğimiz yola çevirdikten sonra hani belki seyir esnasında bir şey denk gelir diye sırtı çeke çeke gittiysekte bir şey denk gelmedi.Vakitlice hava kararmadan avlağa vardık ve çapayı attık..
İlk ziyaretimize gelen gecenin olmaz ise olmaz olanlarından kırma mercanlar oldu.Akşamın ilk saatlerinde gelen kırma mercanların boyu küçük olduğu için sürekli zarar vermeden suya iade edildi.Ama saatler ilerledikçe kırma mercanların boyu kabul edilebilir ölçüde olduğu için aynen kovaya alındı..Tek tük dahi olsa gece boyu boyu kallavi sayılacak tarzda istavritte denk geldi..
Esas gecenin en baba süprizi, ben bıkmadan usanmadan misafirimiz Türker Bey'e olta kursu
verirken benim oltaya yapışan son zamanlarda bana denk gelen oldukça iri bir mırımır oldu...Dönüşte üşenmeyim bakkalda tartırtım, mubarek 0,750 gr üstü geldi...Yalnız sanırım şimdi mırmırın yumurtlama zamanı imiş galiba...İçini temizlerken bir fincanı dolduracak kadar içinden havyar çıktı..Keza istavritlerde yumurtalı imiş..
Av esnasında ben yem olarak sürekli olarak sülünez ve 496/03 no kısa pala çapraz mustad iğneden oluşan, klasik altta kurşunun yer aldığı 3 köstekli takım kullandım..Çağatay bey ise inatla sardalye ve ona uygun iğne 1251/c serisi uzun pala 2 no iğneli takım kullandı...Misafirimiz Türker bey ise benim tekne kamışım ile eh elinden geldiğince bizim takımları dolanmaya ve yine de bir şeyler yapmaya çalıştı.
Ve toplamda ona da 2-3 gopez denk geldi...Pek balık ile alakası olmayan kişinin siz düşünün artık tavırlarını ve bitmrk tükenmek bilmeyen sorularını....Ama kesinlikle mutlu olduğu da bir gerçek.Zaten bizlerde elimizden geldiğince de yardımcı olmaya çalıştık.
Sabaha doğru sanırım 04.00 gibi çapa alarak denizi adeta sarıp/sarmalayan kuşatan ağlardan sakına sakına başka bir mekana doğru hareket ederek ava orada devam ettik.Vardığımızda hiç kimseler yok iken, havanın aydınlanması ile birlikte yöreyi bizim gibi keyifçi diye tabir edilen tekneler ile balık avı turu yapan tekneler sardı. Herkez tabiki nasibinde ne var ise onu aldı..
Mesela, bizlere 3 adet kallavi uskumru/kolyoz, 3 adet kallavi istavrit, 2 adeta harika boyda antenli mercan, bir adet oldukça kallavi bir mırmır ve bol miktarda gopez ve kırma mercan denk geldi..Bu avın tek davetsiz misafiri ise gece Çağatay bey'e denk gelen mığrı oldu..Mubarek yaklaşık bir kilo üstü ve yaklaşık 1 metreya yakın boyu vardı..Al keratayı beline kemer yaphehe...O da tabi suya iade edildi...
Sözün özü, sabahın erken saatlerinde hiç bıkmadan usanmadan sardalye kullanan Sevgili Dostum çağatay bey sonunda bu sabrının mukafatını fazlası ile aldı..
Kendi dediği üzere yaklaşık 10 senden beri ne bu sularda görülen ve nede oltalara denk gelen derin suların harika balığı bu boylarına adına antenli mercan diye tabir ettiğimiz sanırım tarança palazı olabilecek olan 2 adet pembe/beyaz denk geldi..
Bunlar ne bildiğimiz mercana ne de alnı normal mercana göre kısmen daha tombak gibi olan Fangri mercana benziyordu...Sırtlarındaki birer karış uzunluğundaki ışın kılıcı gibi antenleri harika görünüyordu..Ayrıca ağızlarında tıbki pirinç kırığı gibi dişler de ona adeta ayrı bir görkem veriyordu...
Sözün özü bu avda yine dostlar arasında geçen tadı damağımızda kalacak tarzda harika bir av anısı oldu..Ava giderken ve dönüşte yaşadığımız deniz sefaları ise artık adeta ekmek kadayıfı üstüne kaymak koymak gibi bir şey oldu..
Çok daha bereketlkisinin sizlere ve dostlarınıza denk gelmesi dileği ile rastgele...
NOT: Bu av anısı esnasında yaşanan güzellikleri aşağıdaki video paylaşımında toplamaya çalıştım..Bu dafa kameramanlık işine azıcık ucundan/kıyısından Misafirimiz de bulaştığı için çekim kalitesi yüksek değil Bu defalık da böyle olsun demekten başka yapacak bir şey tabiki..İyi seyirler...
Nitekim, bu hafta sonu bizim ekibe misafir olarak Türker bey'in de katılımı ile istediğimiz avı gerçekleştirme fırsatı bulduk.
Av maceramıza 30.Temmuz.2010 Cuma günü akşam üstü saat: 17.00 gibi buluşarak başladık..Yoldan yemek/yiyecek ve yem telaşı filan derken sanırım demir alıp kalkışımız akşam üstünü iyice bulmuştur...
Bu av esnasında yem olarak tercihimiz bir patlak mamun, 150 adet sülünez ve yaklaşık olarak ta yarım kilo civarı da hani o da bulunsun baabından sardalya olarak planladık.
Teknenin rotasını Çağatay Kaptanım gideceğimiz yola çevirdikten sonra hani belki seyir esnasında bir şey denk gelir diye sırtı çeke çeke gittiysekte bir şey denk gelmedi.Vakitlice hava kararmadan avlağa vardık ve çapayı attık..
İlk ziyaretimize gelen gecenin olmaz ise olmaz olanlarından kırma mercanlar oldu.Akşamın ilk saatlerinde gelen kırma mercanların boyu küçük olduğu için sürekli zarar vermeden suya iade edildi.Ama saatler ilerledikçe kırma mercanların boyu kabul edilebilir ölçüde olduğu için aynen kovaya alındı..Tek tük dahi olsa gece boyu boyu kallavi sayılacak tarzda istavritte denk geldi..
Esas gecenin en baba süprizi, ben bıkmadan usanmadan misafirimiz Türker Bey'e olta kursu
Av esnasında ben yem olarak sürekli olarak sülünez ve 496/03 no kısa pala çapraz mustad iğneden oluşan, klasik altta kurşunun yer aldığı 3 köstekli takım kullandım..Çağatay bey ise inatla sardalye ve ona uygun iğne 1251/c serisi uzun pala 2 no iğneli takım kullandı...Misafirimiz Türker bey ise benim tekne kamışım ile eh elinden geldiğince bizim takımları dolanmaya ve yine de bir şeyler yapmaya çalıştı.
Sabaha doğru sanırım 04.00 gibi çapa alarak denizi adeta sarıp/sarmalayan kuşatan ağlardan sakına sakına başka bir mekana doğru hareket ederek ava orada devam ettik.Vardığımızda hiç kimseler yok iken, havanın aydınlanması ile birlikte yöreyi bizim gibi keyifçi diye tabir edilen tekneler ile balık avı turu yapan tekneler sardı. Herkez tabiki nasibinde ne var ise onu aldı..
Mesela, bizlere 3 adet kallavi uskumru/kolyoz, 3 adet kallavi istavrit, 2 adeta harika boyda antenli mercan, bir adet oldukça kallavi bir mırmır ve bol miktarda gopez ve kırma mercan denk geldi..Bu avın tek davetsiz misafiri ise gece Çağatay bey'e denk gelen mığrı oldu..Mubarek yaklaşık bir kilo üstü ve yaklaşık 1 metreya yakın boyu vardı..Al keratayı beline kemer yaphehe...O da tabi suya iade edildi...
Sözün özü, sabahın erken saatlerinde hiç bıkmadan usanmadan sardalye kullanan Sevgili Dostum çağatay bey sonunda bu sabrının mukafatını fazlası ile aldı..
Bunlar ne bildiğimiz mercana ne de alnı normal mercana göre kısmen daha tombak gibi olan Fangri mercana benziyordu...Sırtlarındaki birer karış uzunluğundaki ışın kılıcı gibi antenleri harika görünüyordu..Ayrıca ağızlarında tıbki pirinç kırığı gibi dişler de ona adeta ayrı bir görkem veriyordu...
Sözün özü bu avda yine dostlar arasında geçen tadı damağımızda kalacak tarzda harika bir av anısı oldu..Ava giderken ve dönüşte yaşadığımız deniz sefaları ise artık adeta ekmek kadayıfı üstüne kaymak koymak gibi bir şey oldu..
Çok daha bereketlkisinin sizlere ve dostlarınıza denk gelmesi dileği ile rastgele...
NOT: Bu av anısı esnasında yaşanan güzellikleri aşağıdaki video paylaşımında toplamaya çalıştım..Bu dafa kameramanlık işine azıcık ucundan/kıyısından Misafirimiz de bulaştığı için çekim kalitesi yüksek değil Bu defalık da böyle olsun demekten başka yapacak bir şey tabiki..İyi seyirler...