BAYBORA
Daimi Üye
Nihayet 13.08.2010 günü akşamüzeri yayın için yola düştüm.Mevkii Kızılırmak,Bu avda yem olarak canlı sülük kullanıldı.Gece ay olmaması için bayağı beklemiştim.Ayın olmaması ve karanlığın koyuluğu iyi etkenlerdi.Akşamüstü 38 derece olan sıcaklık şafağa yakın 8 dereceye kadar düştü gece üşümek ve kazak giymek hakikaten keyifli idi.İnce belli bardaktan çay içmekte.
Avda bana arkadaşım Levent eşlik etti.Kendisi Cumhuriyet Üniversitesinde akademisyendir.Muazzam bir matemetikçidir aynı zamanda.Ancak foruma yazacağım rapor konusunda olurunu almadığım için onun avını ve fotoğraflarını buruda paylaşmayacağım.
Ekipman olarak ;
Ef-fe energy surf 4200 (100-300 gr atarlı) kamış x Okuma eos 865 makina
Ef-fe energy surf 4200 (100-300 gr atarlı) kamış x Okuma eos 865 makina
Ef-fe Carbotex 350 cm (100-300 gr atarlı) kamış x Fox Stratos fs 7000 m
Remixon Carbo-carp 390 cm(2.5 libre atarlı) kamış x SproHardlıner 10500 m ve 0.70 mm DAM misinalar ile Dip takımlar olarak kullanıldı.Kurşun ağırlıklar fırdöndülü ve 150 gr ağırlığında.Her takımda tek kanca var ve kancalar Fudo(3201 Typ 2 no)
Yine Balser 360 Carp kamış (ki bu kamışımın nerede ise bir kalem kalınlığında ve çok hafif olması ona olan aşkımın temel sebebi-teşekkürler Arif Kısık balıkçılık) ,Shimano Twinpover 1500 makina ve Asso 0.50 mm misina ile Fladen 10 gr ışıklı şamandıra ile mamül ve Bıyıklı Balık (bekir-taşalası) hedefi için elde taşıdığım toplam 5 oltayı kullandım.
Günün sürprizi 13 ağustos sabah saat 04:40 ta içindeki fosforun ışığıyla yıldızlara inat suyun anaforlarıyla danseden şamandıranın kayan bir yıldız gibi ışığını da birlikte götürerek suyun içinde bir yay çizip kaybolmasıyla başladı.
Tasmaladığımda balığın bıyıklı olmadığını hemen anladım.Zira güçlü bir mücadele vardı.Yemi alan balık anaforların arasından ve çağlağın hemen önündeki yarı durgun derinlikten korkunç bir hızla sağ ilerimde suya sel tarafından yıkılmış ve girift bir şekilde birbiriyle kucaklaşarak akıntıyı göğüsleyip üçe bölmüş sögüt ağaçlarına doğru hamle yaptı.Ben sahilden güçlükle ilerleyerek suya devrilen söğütlerden birinin gövdesine indim.Balık ta bu esnada bu dallar ve suyun getirip yığdığı türlü ilişkenlerden teşekkül korkunç derinliğin içine girdi.Oltanın sapı elimde ve fakat ucu sırtında bulunduğum ağacın tam altında bir vaziyette olta kamışının gücünü sınar gibi askı bir vaziyette kaldık.Kamışla hayvanı geriye çekmem kamışı mutlak surette kıracaktı zira limitlerde dolanmaktaydık.Misina salmam ve kalama kullanmam ise balığın ağaçların dalları ve kökleri içinde bir dehlize girmesi ile sonuçlanacak ve misinanın kopması kaçınılmaz olacak idi.Bu sebeple ne misina salıp kalama kullandım ne de hayvanı geri çekmeye çalıştım.Sadece kamışın limitlerinde bir güçle hayvanı askıda tuttum.Bu süreç yaklaşık 7-8 dakika kadar sürdü.Bu süre boyunca balığın tam olarak üstünde bulunmaktaydım.Balık üzerinde durduğum kütüğün altında idi.Adil ve mert bir mücadele.Suya düşse idim benim de şansım çok fazla değildi.Nihayet kamışın olağanüstü direnci ile askıda yorulan hayvan kök altından vazgeçip mücadeleyi açıkta yapmaya karar vererek geldiği yöne tekrar hamle yaptı,ben sahilden tekrar takiple oltayı ilk aldığı derinlikte bu kez kalama ile yormaya devam ettim.Kamışın ucu suyun içinde ve makinanın ince sesi kulaklarımda iken hayvanı sahile yaslayıp alt dudağından aldım dışarı.İlk balık 12 Kg civarında bir yayın.
Bundan sonra uzun bir süre haraket olmadı zira mücadeleden hasıl olan ses ortalığı bir hayli dağıtmıştı.Cumartesi sabah ise diplerden biri ile 1.5- 2 kg aralığında güzel bir Siraz aldım ki bunun mücadelesi de destansı olmasa da güzeldi.
Cumartesi geceleyin 11:30 Civarında zil sesine koştuğumda askıdaki diplerden birisinin askı kazığını kırmış ve suya doğru sürüklenmekte olduğunu gördüm.Hemen tasmalayıp makina ve kamışın daha uygun ve yerin de problemsiz olmasından dolayı 5 dakika içerisinde bunu da kenera aldım.Normal olarak bıraktığım boyda bir yayın yaklaşık 6 kg civarında ama Levent hocamın ısrarı (balık yasal limitin bir hayli üzerinde ) ile bu balığı da alıkoydum.
Bu 48 saatte 1kg'ın altında 6 ve 1-2,5 Kg aralığında ise iki kelebeği suya iade ettik.
Asıl hedefimiz olan 30 Kg ve üzeri bir yayın ile bu avda müşerref olamadık.
Gecenin dingin güzelliği ,aysız akşamda yıldızların suya vuran akisleri ,gece kuşlarının ve cırcır böceklerinin senfonileri,uzak ağaçların kollarını yana açmış renksiz hayaletler gibi uğuldaması ,bakır demlikte demlenen çayın sıcağı ve muhabbetin güzelliği ile geceleyin kampımızı ziyaret eden bir kirpi ve bir tilki hatırlanacak başkaca güzellikler olarak hafızamızdaki yerini aldı.
Ve mutluluğa mahkumiyetimiz 48 saat sonra gönülsüz bir tahliye ile son buldu.
Devamı mutlak olacaktır.
Herkese rastgele.
Avda bana arkadaşım Levent eşlik etti.Kendisi Cumhuriyet Üniversitesinde akademisyendir.Muazzam bir matemetikçidir aynı zamanda.Ancak foruma yazacağım rapor konusunda olurunu almadığım için onun avını ve fotoğraflarını buruda paylaşmayacağım.
Ekipman olarak ;
Ef-fe energy surf 4200 (100-300 gr atarlı) kamış x Okuma eos 865 makina
Ef-fe energy surf 4200 (100-300 gr atarlı) kamış x Okuma eos 865 makina
Ef-fe Carbotex 350 cm (100-300 gr atarlı) kamış x Fox Stratos fs 7000 m
Remixon Carbo-carp 390 cm(2.5 libre atarlı) kamış x SproHardlıner 10500 m ve 0.70 mm DAM misinalar ile Dip takımlar olarak kullanıldı.Kurşun ağırlıklar fırdöndülü ve 150 gr ağırlığında.Her takımda tek kanca var ve kancalar Fudo(3201 Typ 2 no)
Yine Balser 360 Carp kamış (ki bu kamışımın nerede ise bir kalem kalınlığında ve çok hafif olması ona olan aşkımın temel sebebi-teşekkürler Arif Kısık balıkçılık) ,Shimano Twinpover 1500 makina ve Asso 0.50 mm misina ile Fladen 10 gr ışıklı şamandıra ile mamül ve Bıyıklı Balık (bekir-taşalası) hedefi için elde taşıdığım toplam 5 oltayı kullandım.
Günün sürprizi 13 ağustos sabah saat 04:40 ta içindeki fosforun ışığıyla yıldızlara inat suyun anaforlarıyla danseden şamandıranın kayan bir yıldız gibi ışığını da birlikte götürerek suyun içinde bir yay çizip kaybolmasıyla başladı.
Tasmaladığımda balığın bıyıklı olmadığını hemen anladım.Zira güçlü bir mücadele vardı.Yemi alan balık anaforların arasından ve çağlağın hemen önündeki yarı durgun derinlikten korkunç bir hızla sağ ilerimde suya sel tarafından yıkılmış ve girift bir şekilde birbiriyle kucaklaşarak akıntıyı göğüsleyip üçe bölmüş sögüt ağaçlarına doğru hamle yaptı.Ben sahilden güçlükle ilerleyerek suya devrilen söğütlerden birinin gövdesine indim.Balık ta bu esnada bu dallar ve suyun getirip yığdığı türlü ilişkenlerden teşekkül korkunç derinliğin içine girdi.Oltanın sapı elimde ve fakat ucu sırtında bulunduğum ağacın tam altında bir vaziyette olta kamışının gücünü sınar gibi askı bir vaziyette kaldık.Kamışla hayvanı geriye çekmem kamışı mutlak surette kıracaktı zira limitlerde dolanmaktaydık.Misina salmam ve kalama kullanmam ise balığın ağaçların dalları ve kökleri içinde bir dehlize girmesi ile sonuçlanacak ve misinanın kopması kaçınılmaz olacak idi.Bu sebeple ne misina salıp kalama kullandım ne de hayvanı geri çekmeye çalıştım.Sadece kamışın limitlerinde bir güçle hayvanı askıda tuttum.Bu süreç yaklaşık 7-8 dakika kadar sürdü.Bu süre boyunca balığın tam olarak üstünde bulunmaktaydım.Balık üzerinde durduğum kütüğün altında idi.Adil ve mert bir mücadele.Suya düşse idim benim de şansım çok fazla değildi.Nihayet kamışın olağanüstü direnci ile askıda yorulan hayvan kök altından vazgeçip mücadeleyi açıkta yapmaya karar vererek geldiği yöne tekrar hamle yaptı,ben sahilden tekrar takiple oltayı ilk aldığı derinlikte bu kez kalama ile yormaya devam ettim.Kamışın ucu suyun içinde ve makinanın ince sesi kulaklarımda iken hayvanı sahile yaslayıp alt dudağından aldım dışarı.İlk balık 12 Kg civarında bir yayın.
Bundan sonra uzun bir süre haraket olmadı zira mücadeleden hasıl olan ses ortalığı bir hayli dağıtmıştı.Cumartesi sabah ise diplerden biri ile 1.5- 2 kg aralığında güzel bir Siraz aldım ki bunun mücadelesi de destansı olmasa da güzeldi.
Cumartesi geceleyin 11:30 Civarında zil sesine koştuğumda askıdaki diplerden birisinin askı kazığını kırmış ve suya doğru sürüklenmekte olduğunu gördüm.Hemen tasmalayıp makina ve kamışın daha uygun ve yerin de problemsiz olmasından dolayı 5 dakika içerisinde bunu da kenera aldım.Normal olarak bıraktığım boyda bir yayın yaklaşık 6 kg civarında ama Levent hocamın ısrarı (balık yasal limitin bir hayli üzerinde ) ile bu balığı da alıkoydum.
Bu 48 saatte 1kg'ın altında 6 ve 1-2,5 Kg aralığında ise iki kelebeği suya iade ettik.
Asıl hedefimiz olan 30 Kg ve üzeri bir yayın ile bu avda müşerref olamadık.
Gecenin dingin güzelliği ,aysız akşamda yıldızların suya vuran akisleri ,gece kuşlarının ve cırcır böceklerinin senfonileri,uzak ağaçların kollarını yana açmış renksiz hayaletler gibi uğuldaması ,bakır demlikte demlenen çayın sıcağı ve muhabbetin güzelliği ile geceleyin kampımızı ziyaret eden bir kirpi ve bir tilki hatırlanacak başkaca güzellikler olarak hafızamızdaki yerini aldı.
Ve mutluluğa mahkumiyetimiz 48 saat sonra gönülsüz bir tahliye ile son buldu.
Devamı mutlak olacaktır.
Herkese rastgele.
Moderatör tarafında düzenlendi: