Bahadır Sarıca
Daimi Üye
- Katılım
- 1 May 2010
- Mesajlar
- 1,073
- Tepkime puanı
- 111
- Puanları
- 63
- Konum
- İzmir
- Adı
- Bahadır Sarıca
- Kan Grubu
- A Rh Pozitif
Av yeri : İzmir kıyıları
Av türü : At-çek
Avı gerçekleştirenler : Bahadır Sarıca
Hedef av : Levrek
Gerçekleşen av : 1 Adet levrek(53cm / 2 kg)
Hava : 3-5 Bft Kuzey-Kuzeydoğu
Ay durumu : Şişkin Ay evresi
Av saati : 16.45 - 19.30 (Balık 17.25 civarında yakalanmıştır)
Kullanılan kamış : Shimano Nexave 210-240cm(AJ2124AX) Atarı 5-20gr
Kullanılan makine : Shimano Super 3000 SGT RC
Kullanılan misina : Makine ana misina - Ф0,06 mm(20LB) Whiplash Crystal ip(leader kullanılmadı)
Kullanılan sahte : Çeşitli, levrek Maria(Chase-WRKH) ile alınmıştır.
Merhaba amatör balıkçı dostlar,
Avlarımız, sonuca ulaşma açısından uzun zamandır kısır geçiyordu. At-çek levrek sezonun girmesiyle dostlarımın güzel avlar yapmasına rağmen, ben bir türlü güzel bir paşa alamamıştım. Aslında birçok at-çekçi arkadaş için tanıdıktır bu durum. Siz, her ne kadar koşulların(hava-su durumu-mevsim vs) uygun olduğunu düşünsenizde, av bir türlü gerçekleşmez. Aslında geçen yıl bu zamanlarda çok güzel avlar yapmışsınızdır. Ama… Belkide gel-git daha azdı, yoksa sular çok berraktı da, ondan mı av vermedi aynı mera, diye sorular uzar gider aklınızda… Boş geçen avlardan sonra, gerçek ve kesin olansa; deneyim ve tecrübelerinize bir av daha katmış olmanızdır. Ve çıraklığınız hep devam edecektir. Güzel ve çekici olanda budur aslında.
Ofiste bu düşünceler içindeyken, sevgili dostum Aykut’a(Aykut Aytış) telefon açtım. Hal, hatır sormadan sonra konu “levrek” özeline indirgendi. O muydu, bu muydu derken “Ben gidiyorum” dedim. Tez hazırlıkları son aşamasında olan sevgili av partnerim maalesef gelemeyecekti. Ama aklımızda olan merayı denememi özellikle istedi. Akşam suyu için hemen bir planlama yaptım:
Kızım üniversite hazırlık için kursu için saat 16.00 gibi evden çıkacaktı. Hemen telefona sarılıp;
--“İpek’ciğim seni kursa ben bırakayım, çıkışta da(saat 20.00 gibi) seni alabilirim.” dedim.
Böylece hem kızımın gönlünü almış, hem de balık için ortamı hazırlamıştım. Saat 16.30 gibi avlakta olacak, 19.30’a kadar at-çek yapacaktım.
Düşündüğüm saatte avlaktaydım. Takım ve kıyafetler açısından sorun yoktu, zaten arabadaydı. Hemen üstümü değiştirip başladım at-çek yapmaya. Kıyı 3-5 Bafor şiddetinde esen rüzgarın etkisiyle köpük köpüktü. İşte tam levrek havası diye geçirdim içimden. Rüzgarı tam karşımdan aldığım için ağır sahte kullanmam gerekiyordu. Erimli atışlar için uygun olan sarı-kırmızı GES’i (Gelibolu sahtesi) kullanmanın tam sırasıydı.
Yaklaşık 45 dakika kapüren dalgalarda GES’imi denedim. Aksiyon gerçekten harikaydı. Ama sonuç alamadım. Rüzgarın şiddetini arttırmasıyla atış erimlerim iyice düştü. Artık attığım sahte yüzüşten çok dalgalarla birlikte kıyıya vurmaya başlayınca yer değiştirmeye karar verdim. Tam karşımdaki mendirek, hem rüzgarı arkadan alma, hemde sahile yakın kısımda dalgaların vuruşuyla suyun karışması açısından uygundu.
Mendireğe geçtiğimde, sahte değişikliğine giderek, sırtı avlarında çok kez kendini ispatlamış Maria Chase’i taktım. Sığ sularda çok avcı olan bu sahte, 125mm uzunluğunda ve 19,5g ağırlığında. Mendireğin üzerinde olmam sebebiyle kamışımı 2.40m uzunluğa ayarladım. Böylece benden yaklaşık 1-1,50m mesafedeki su hızasına kamışımla erebilecek ve aksiyon verme kolaylığını sağlanmış olacaktım. Birkaç atıştan sonra, balığı aldığımda ne yapacağım sorusu aklıma geldi. Partnerim yoktu. “Aldım, kepçeee” diyecek biri de…
Hemen kepçemi de alarak suya sıfır, kayaların arasında rahat atış yapabileceğim yere geçtim. Nexave 210-240cm çift uzunluklu kamışın böyle durumlar için çok faydasını gördüm. Su seviyesine geçtiğiniz anda 2.10m uzunluğa dönebiliyorsunuz. Şimdi hedefim dalgaların karşı kıyıyı dövdüğü ve suyun çalkalandığı yere ermekti. Makineme sarılı ince ipim ve rüzgarı arkama almam sebebiyle, bu çok zor olmadı. Yaklaşık 50-60m mesafedeki bu yere rahatça erebiliyordum. Sanırım 8-10 atış ya yapmış ya yapmamıştım; misinamı makine klavuzuna yerleştirdikten sonra ikinci veya üçüncü turunda kamışım elimden alınırcasına eğildi. Levrek sahteme hamlesini yapmıştı. İşte uzun zamandır hissetmeyi beklediğim aramızdaki ortak bağ kurulmuştu. Oldukça uzakta sahteye hamlesi sebebiyle uzun bir adrenalin patlaması yaşayacaktık. Levreğin ilk hamlesinde tasmalamayı kolaylaştırdığı için kalamamı genelde oldukça sıkı ayar yaparım. Fakat tek başıma olmam sebebiyle, balığı kepçeleme işinide ben yapacağımdan, paşayı yormam gerekiyordu. Bunun için arkadan kalamalı makinemin mücadele kalamasını biraz rahatlattım. Sanırım paşa ile yaklaşık 2-3 dakikalık güzel bir dans yaptık. Başlangıçta sağa-sola yaptığı hamlalerle oldukça agresifti. Dört yada beş metre mesafe kala, suyun yarılırcasına girdaplar yaparak açıldığını gördüğümde, gözlerim fal taşı gibi açılmış, ayaklarım titriyordu. Sakinliğimi korumaya çalışarak yavaş yavaş yanıma getirdim. Yanıma geldiğindeyse oldukça yorulmuştu. Bende son hamlemi yapıp rahatça kepçeledim. Sanki gün ortası beni çağırmış, bende gelmiştim. İşte uzun hasret sona ermişti.
Levreği solungaçlarındaki ana arteri keserek hemen sonlandırdım. Levreğin yakalanmasıyla beraber; hem balığı hızlıca sonlandırmak, hem de lezzetini arttırmak(laktik asit salgılamasını önlemek) için, solungaçlarındaki ana arteri keserek, kanını akıtmanızı öneririm. Lezzet gerçekten farklı.
Büyük bir keyifle 19.30 gibi avı sonlandırarak, kızımı kurstan aldım. Evdeki ölçümleme sonuçları;
Tüm amatör dostlara keyifli avlar dilerim.
Sevgi ve selamlarımla…
Av türü : At-çek
Avı gerçekleştirenler : Bahadır Sarıca
Hedef av : Levrek
Gerçekleşen av : 1 Adet levrek(53cm / 2 kg)
Hava : 3-5 Bft Kuzey-Kuzeydoğu
Ay durumu : Şişkin Ay evresi
Av saati : 16.45 - 19.30 (Balık 17.25 civarında yakalanmıştır)
Kullanılan kamış : Shimano Nexave 210-240cm(AJ2124AX) Atarı 5-20gr
Kullanılan makine : Shimano Super 3000 SGT RC
Kullanılan misina : Makine ana misina - Ф0,06 mm(20LB) Whiplash Crystal ip(leader kullanılmadı)
Kullanılan sahte : Çeşitli, levrek Maria(Chase-WRKH) ile alınmıştır.
Merhaba amatör balıkçı dostlar,
Avlarımız, sonuca ulaşma açısından uzun zamandır kısır geçiyordu. At-çek levrek sezonun girmesiyle dostlarımın güzel avlar yapmasına rağmen, ben bir türlü güzel bir paşa alamamıştım. Aslında birçok at-çekçi arkadaş için tanıdıktır bu durum. Siz, her ne kadar koşulların(hava-su durumu-mevsim vs) uygun olduğunu düşünsenizde, av bir türlü gerçekleşmez. Aslında geçen yıl bu zamanlarda çok güzel avlar yapmışsınızdır. Ama… Belkide gel-git daha azdı, yoksa sular çok berraktı da, ondan mı av vermedi aynı mera, diye sorular uzar gider aklınızda… Boş geçen avlardan sonra, gerçek ve kesin olansa; deneyim ve tecrübelerinize bir av daha katmış olmanızdır. Ve çıraklığınız hep devam edecektir. Güzel ve çekici olanda budur aslında.
Ofiste bu düşünceler içindeyken, sevgili dostum Aykut’a(Aykut Aytış) telefon açtım. Hal, hatır sormadan sonra konu “levrek” özeline indirgendi. O muydu, bu muydu derken “Ben gidiyorum” dedim. Tez hazırlıkları son aşamasında olan sevgili av partnerim maalesef gelemeyecekti. Ama aklımızda olan merayı denememi özellikle istedi. Akşam suyu için hemen bir planlama yaptım:
Kızım üniversite hazırlık için kursu için saat 16.00 gibi evden çıkacaktı. Hemen telefona sarılıp;
--“İpek’ciğim seni kursa ben bırakayım, çıkışta da(saat 20.00 gibi) seni alabilirim.” dedim.
Böylece hem kızımın gönlünü almış, hem de balık için ortamı hazırlamıştım. Saat 16.30 gibi avlakta olacak, 19.30’a kadar at-çek yapacaktım.
Düşündüğüm saatte avlaktaydım. Takım ve kıyafetler açısından sorun yoktu, zaten arabadaydı. Hemen üstümü değiştirip başladım at-çek yapmaya. Kıyı 3-5 Bafor şiddetinde esen rüzgarın etkisiyle köpük köpüktü. İşte tam levrek havası diye geçirdim içimden. Rüzgarı tam karşımdan aldığım için ağır sahte kullanmam gerekiyordu. Erimli atışlar için uygun olan sarı-kırmızı GES’i (Gelibolu sahtesi) kullanmanın tam sırasıydı.
Yaklaşık 45 dakika kapüren dalgalarda GES’imi denedim. Aksiyon gerçekten harikaydı. Ama sonuç alamadım. Rüzgarın şiddetini arttırmasıyla atış erimlerim iyice düştü. Artık attığım sahte yüzüşten çok dalgalarla birlikte kıyıya vurmaya başlayınca yer değiştirmeye karar verdim. Tam karşımdaki mendirek, hem rüzgarı arkadan alma, hemde sahile yakın kısımda dalgaların vuruşuyla suyun karışması açısından uygundu.
Mendireğe geçtiğimde, sahte değişikliğine giderek, sırtı avlarında çok kez kendini ispatlamış Maria Chase’i taktım. Sığ sularda çok avcı olan bu sahte, 125mm uzunluğunda ve 19,5g ağırlığında. Mendireğin üzerinde olmam sebebiyle kamışımı 2.40m uzunluğa ayarladım. Böylece benden yaklaşık 1-1,50m mesafedeki su hızasına kamışımla erebilecek ve aksiyon verme kolaylığını sağlanmış olacaktım. Birkaç atıştan sonra, balığı aldığımda ne yapacağım sorusu aklıma geldi. Partnerim yoktu. “Aldım, kepçeee” diyecek biri de…
Hemen kepçemi de alarak suya sıfır, kayaların arasında rahat atış yapabileceğim yere geçtim. Nexave 210-240cm çift uzunluklu kamışın böyle durumlar için çok faydasını gördüm. Su seviyesine geçtiğiniz anda 2.10m uzunluğa dönebiliyorsunuz. Şimdi hedefim dalgaların karşı kıyıyı dövdüğü ve suyun çalkalandığı yere ermekti. Makineme sarılı ince ipim ve rüzgarı arkama almam sebebiyle, bu çok zor olmadı. Yaklaşık 50-60m mesafedeki bu yere rahatça erebiliyordum. Sanırım 8-10 atış ya yapmış ya yapmamıştım; misinamı makine klavuzuna yerleştirdikten sonra ikinci veya üçüncü turunda kamışım elimden alınırcasına eğildi. Levrek sahteme hamlesini yapmıştı. İşte uzun zamandır hissetmeyi beklediğim aramızdaki ortak bağ kurulmuştu. Oldukça uzakta sahteye hamlesi sebebiyle uzun bir adrenalin patlaması yaşayacaktık. Levreğin ilk hamlesinde tasmalamayı kolaylaştırdığı için kalamamı genelde oldukça sıkı ayar yaparım. Fakat tek başıma olmam sebebiyle, balığı kepçeleme işinide ben yapacağımdan, paşayı yormam gerekiyordu. Bunun için arkadan kalamalı makinemin mücadele kalamasını biraz rahatlattım. Sanırım paşa ile yaklaşık 2-3 dakikalık güzel bir dans yaptık. Başlangıçta sağa-sola yaptığı hamlalerle oldukça agresifti. Dört yada beş metre mesafe kala, suyun yarılırcasına girdaplar yaparak açıldığını gördüğümde, gözlerim fal taşı gibi açılmış, ayaklarım titriyordu. Sakinliğimi korumaya çalışarak yavaş yavaş yanıma getirdim. Yanıma geldiğindeyse oldukça yorulmuştu. Bende son hamlemi yapıp rahatça kepçeledim. Sanki gün ortası beni çağırmış, bende gelmiştim. İşte uzun hasret sona ermişti.
Levreği solungaçlarındaki ana arteri keserek hemen sonlandırdım. Levreğin yakalanmasıyla beraber; hem balığı hızlıca sonlandırmak, hem de lezzetini arttırmak(laktik asit salgılamasını önlemek) için, solungaçlarındaki ana arteri keserek, kanını akıtmanızı öneririm. Lezzet gerçekten farklı.
Büyük bir keyifle 19.30 gibi avı sonlandırarak, kızımı kurstan aldım. Evdeki ölçümleme sonuçları;
Tüm amatör dostlara keyifli avlar dilerim.
Sevgi ve selamlarımla…