Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için forumka kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

İçimizden Geldiğince...

Asi ve mavi

Daimi Üye
Katılım
30 Nis 2010
Mesajlar
1,539
Tepkime puanı
33
Puanları
48
Konum
İstanbul
Adı
Didem
Bir insanın öteki yarısını salt tek bir insanın oluşturuyor olması, yalnızca bana saçma geliyor olamaz değil mi? İtiraz etmeden önce bunu elbette salt kadın-erkek ilişkisi içine hapsetmediğimi bilmenizi isterim.

Düşününki onca şey ile dolusunuz. İş, güç, trafik; bunların beraberinde getirdiği stres... Öte yandan yaşamak ve aslına bakarsanız nefes almak için yaptıklarınız var. Yürümek, son sesle müzik dinlemek, gecenin bir yarısı bol mayonezli makarna yemek, bisiklete binmek, zile basıp kaçmak, fotoğraf çekmek, çay içmek, sevmek, çok sevilmek, sevişmek, tiyatroya gitmek, dil öğrenmek, en azından öğrenmeye niyetlenmek, seyahat etmek, en rahatından pijamalar, ooo hem de her güne bir tane... Dergiler, kitaplar, dil dönmeyince uydurulan yabancı şarkılar ve ''bu aslından daha mı güzel oldu ne'' şeklindeki aşırı gereksiz öz güven, bol sohbet, bol saçmalama, bol kahkaha, yeri gelince özlem, ''niye aramıyor bu gerizekâlı'' soruları, ''aramaz tabi, Allah bilir ne yapmışımdır'' cevapları, ''aman! aramıyorsa aramasındı'' düşüncesi, ''he tabii, tabii'' iç sesi...

Kişiye ve biriktirdiklerine göre değişiklik gösteren delilik ve doluluklar böyle alıp başını giderken de soru hep aynı kalmaz mı? Bütün bu hissettiklerini tek bir insan taşıyabilir mi senin için? Biriyle böyle deli gibi gülebilir, deli gibi saçmalayabilir, karşılıklı çay içebilir, yürüyebilir, yemek yiyebilir misin? Ve aynı zamanda sevip, sevilebilir misin? Bir bütün olarak sevişebilir misin?

Şimdiden söyleyeyim, yapılabileceğini söyleyenlerin karşısına dikilip tek başıma mücadele edebilirim. Tabii karşılarına dikilmem, bu konuda başarı sağlayacağım anlamını taşımıyor elbette. Zaten öyle aman aman merak ettiğim bir konu da değil ha. Yalnız, merak etmiyorum dediysem öyle iki günde birbirini tanıyan iş arkadaşlıklarının ağzını yaya yaya ''ay o benim öteki yarım'' demesine de kıl olmuyor değilim. Herifin kızına bak yahu, ettiği beylik lâflara bak. Tamam bana ne! Zaten ikisi de hem ayrı ayrı hemde birlikteyken çok saçma ve anlamsız geliyor. Bu kadınların birden bire peşin hükümlü olmalarına sinir oluyorum ama bu mevzuda dış kapının dış mandalı olunca en fazla böyle oturduğun yerden sinir oluyorsun işte. Bizim oralardaki büyüklerimin dediği gibi: ''Adam! Boşver, daha talaşın oydu''

Evet, yine bir aklına eseni düşünüp tartmadan yazarak kendimi şaşırtmamış olmamın mutluluğuyla sizlere iyi ''öteki yarılar'' temennisinde bulunmak isterim.

Bana gelince; yaşamaya ve nefes almaya dair paylaştığım düşünceleri ve paylaşmaya zamanın yetmeyeceği daha nicelerini tek bir insana sığdıramayacak kadar özel insanlar tanıyorum. Evet, hemen hemen hepsi ile bu saydıklarımı ve daha nicelerini birebir ya da toplu yapabilirim ve yaptığımda olmuştur -bu cümle ile tüm yazıyı çöpe attığımı düşünenler, istediğinizi düşünmekte haklısınız. Hakkınızdır bi' nevi- ama her birinden aldığım haz, inanın bir diğeri ile yarışır. Zevklerime, onları tek bir vücuda/düşünceye hapsetmeyecek kadar düşkünüm. Evet, biliyorum. Dışarıdan pek belli olmuyor değil mi?

Ben böyleyim işte, tanıdıktan sonra anlaşılan. Sahi, belli bir süre her şeyi içinde saklayan birisi olarak, yoksa benim öteki yarım içimde mi? :p