- Katılım
- 26 May 2013
- Mesajlar
- 6,225
- Tepkime puanı
- 2,614
- Puanları
- 113
- Yaş
- 55
- Adı
- Süleyman Vedal Kahramanoğlu
Değerli Balık Sevdam üyeleri, dostlarım ve arkadaşlarım, herkese can'ı gönülden merhaba
Sizlere bu raporumda ben de ve kankam Ali'de saplantı haline gelen derin su avımızı aktarmaya çalışacağım. Marmara Denizi'nde derin su avı yapma hevesim çok eskilerden beri vardı ama tam anlamıyla 2008 senesine başladı. Ancak yine ara vermek durumunda kaldım ve 2013 yılının ilk aylarından beri bu avları yapmaya başladım. Rapor olarak hazırlamadığım birçok avımız var. Uygun bir zamanda onları da sizlere aktaracağım.
Bu av güncemiz kankam Ali'nin beni Perşembe günü aramasıyla başladı. Uzun zamandan beri Ali'yle bu av için sözleşmemize rağmen her seferinde bir engel çıkıyordu. Ama bu sefer engel filan tanımayacaktım ve her ne olursa olsun onunla bu avı yapacaktım. Çok şükür herhangi bir sağlık sorunu olmadı ve haftasonunda kankam ile birlikte olabildim. Cumartesi sabah erkenden avlağımıza gittik, demir atmadan yaptığımız denemede balık alınca suların durumuna göre noktamıza uygun olarak demir attık. Ufak tefek yer değiştirmelerimize rağmen balık yakalamaya başladık. Oltalarımızı 130 metre derinlikten çekmek, tekrar aynı derinliğe indirmek çok zaman almasına rağmen keyifli bir gün geçiriyorduk. Uzun zamandır görüşmememizden olsa gerek çenemiz düşmüş halde muhabbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Akşam karanlığına kalmamak için avımızı saat 16:00 gibi sonlandırdık ve kıyıya döndük.
Sabah tekrar buluşacak ve aynı yerde av yapmak üzere evlerimize gittik. Ben yol derdinden kurtulmak için Selimpaşa'da annemde kaldım. Sabah 08:00'da tekrar buluştuk, güzel bir kahvaltı sonrası teknemizi denize indirdik ve meramıza gittik. Hava dünkünün aynısıydı ve yine demir atmadan ilk denememizi yaptık ve ilk atışımızda "üçü bir arada" mercanlar geldi. Neşemiz yerine gelmiş içimizi bir heyecan basmıştı. Yine dmir atma işlemimizi yaptık ama on dakika sonra ne olduysa hava esmeye başladı. Haliyle biz de noktamızdan kaydık ve balıkları yakalama şansımızda hayal oldu. Kalama vererek şansımızı zorladıkça hava daha da kuvvetli esmeye başladı. Yanlış hatırlamıyorsam beş kez demir alıp demir attık ama noktamıza bir türlü oturamadık. Demir atıp almaktan yorgun düştüğümü ve ellerimin yandığını hatırladıkça canım yanıyordu. Sonrasında hava 4-6 kuvvette esmeye başladığında toparlanıp kaçma vaktimiz gelmişti. Son kez demiri topladık ama ıslanacağımız aşikardı, nitekim biraz ıslandık. Dönüş yolunda uzunca zaman sonra tekne ile "SURF" yaptığımızda yüreğim ağzıma geldi. Kıyı suyuna yaklaştığımızda dalgaların gücü hafiflemişti, tekneyi römorka bindirip uygun bir yere çıkardık. Takımları taklavatları toparladığımızda hava usulca kalmıştı, yaprak zor kımıldıyordu.
O anda anladım ki, bu gün bize balık yakalamak kısmet olmayacakmış. Kısmetten ziyade olmaz derler, en azından sağ salim evleremize döndük. Ancak benim ve kankamın aklı orada kaldı, en kısa zamanda yine orada olacağız. Önceki avlarımızdan oltalarımızı patlatan canavarlar ile yarım kalan bir hesabımız var. Umarım yakın gelecekte o canavarlardan birisini tekneye almayı başaracağız. Bu bağlamda derin su avlarımız devam edecek.
Değerli Balık Sevdam üyeleri, dostlarım ve arkadaşlarım, bir av güncemizi daha sizlere aktarmaya çalıştım.
Bu güzel av güncesini yaşamama vesile olan kankam Ali'ye çok teşekkür ederim...
İyi ki, varsın Hacım ve iyi ki, hayatımdasın
En güzellerinin size de kısmet olmasını ve her zaman rast gelmesini dilerim...
Küçük bir video klip hazırladım, keyifli seyirler dilerim…
Sizlere bu raporumda ben de ve kankam Ali'de saplantı haline gelen derin su avımızı aktarmaya çalışacağım. Marmara Denizi'nde derin su avı yapma hevesim çok eskilerden beri vardı ama tam anlamıyla 2008 senesine başladı. Ancak yine ara vermek durumunda kaldım ve 2013 yılının ilk aylarından beri bu avları yapmaya başladım. Rapor olarak hazırlamadığım birçok avımız var. Uygun bir zamanda onları da sizlere aktaracağım.
Bu av güncemiz kankam Ali'nin beni Perşembe günü aramasıyla başladı. Uzun zamandan beri Ali'yle bu av için sözleşmemize rağmen her seferinde bir engel çıkıyordu. Ama bu sefer engel filan tanımayacaktım ve her ne olursa olsun onunla bu avı yapacaktım. Çok şükür herhangi bir sağlık sorunu olmadı ve haftasonunda kankam ile birlikte olabildim. Cumartesi sabah erkenden avlağımıza gittik, demir atmadan yaptığımız denemede balık alınca suların durumuna göre noktamıza uygun olarak demir attık. Ufak tefek yer değiştirmelerimize rağmen balık yakalamaya başladık. Oltalarımızı 130 metre derinlikten çekmek, tekrar aynı derinliğe indirmek çok zaman almasına rağmen keyifli bir gün geçiriyorduk. Uzun zamandır görüşmememizden olsa gerek çenemiz düşmüş halde muhabbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Akşam karanlığına kalmamak için avımızı saat 16:00 gibi sonlandırdık ve kıyıya döndük.
Sabah tekrar buluşacak ve aynı yerde av yapmak üzere evlerimize gittik. Ben yol derdinden kurtulmak için Selimpaşa'da annemde kaldım. Sabah 08:00'da tekrar buluştuk, güzel bir kahvaltı sonrası teknemizi denize indirdik ve meramıza gittik. Hava dünkünün aynısıydı ve yine demir atmadan ilk denememizi yaptık ve ilk atışımızda "üçü bir arada" mercanlar geldi. Neşemiz yerine gelmiş içimizi bir heyecan basmıştı. Yine dmir atma işlemimizi yaptık ama on dakika sonra ne olduysa hava esmeye başladı. Haliyle biz de noktamızdan kaydık ve balıkları yakalama şansımızda hayal oldu. Kalama vererek şansımızı zorladıkça hava daha da kuvvetli esmeye başladı. Yanlış hatırlamıyorsam beş kez demir alıp demir attık ama noktamıza bir türlü oturamadık. Demir atıp almaktan yorgun düştüğümü ve ellerimin yandığını hatırladıkça canım yanıyordu. Sonrasında hava 4-6 kuvvette esmeye başladığında toparlanıp kaçma vaktimiz gelmişti. Son kez demiri topladık ama ıslanacağımız aşikardı, nitekim biraz ıslandık. Dönüş yolunda uzunca zaman sonra tekne ile "SURF" yaptığımızda yüreğim ağzıma geldi. Kıyı suyuna yaklaştığımızda dalgaların gücü hafiflemişti, tekneyi römorka bindirip uygun bir yere çıkardık. Takımları taklavatları toparladığımızda hava usulca kalmıştı, yaprak zor kımıldıyordu.
O anda anladım ki, bu gün bize balık yakalamak kısmet olmayacakmış. Kısmetten ziyade olmaz derler, en azından sağ salim evleremize döndük. Ancak benim ve kankamın aklı orada kaldı, en kısa zamanda yine orada olacağız. Önceki avlarımızdan oltalarımızı patlatan canavarlar ile yarım kalan bir hesabımız var. Umarım yakın gelecekte o canavarlardan birisini tekneye almayı başaracağız. Bu bağlamda derin su avlarımız devam edecek.
Değerli Balık Sevdam üyeleri, dostlarım ve arkadaşlarım, bir av güncemizi daha sizlere aktarmaya çalıştım.
Bu güzel av güncesini yaşamama vesile olan kankam Ali'ye çok teşekkür ederim...
İyi ki, varsın Hacım ve iyi ki, hayatımdasın
En güzellerinin size de kısmet olmasını ve her zaman rast gelmesini dilerim...
Küçük bir video klip hazırladım, keyifli seyirler dilerim…