Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için forumka kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Rapala ile Lufer, Palamut avlarım, Takımlarım ve yöntemlerim. 24 Nisan 2011 Sivrice

Katılım
16 Eki 2010
Mesajlar
1,507
Tepkime puanı
107
Puanları
38
Adı
Orhan Küçükbiçmen
Rapala ile Lüfer ve Palamut avlarım, Takımlarım ve Yöntemlerim 24 Nisan 2011 Sivrice


Sevgili balıkçı arkadaşlarım, uzun senelerin birikimlerini sizlere aktarmanın zamanının geldiğini düşünerel yapmış olduğum sırtı avlarımda gelen Lüfer ve palamut avlarımı , kullandığım Rapalalarımı, takımlarımı, yöntemlerimi ve taktiklerimi sizlere anlatmaya karar verdim,.
Lüfer ve palamut daha ziyede beraber av veren balıklardır, ben uzey Ege de sırtı çekerek avlandığım için bu balıkların genel olarak hangi tarihkerde sularımıza girdiğini bilirim, Mart, Nisan, Mayıs, haziran, balığın Ak deniz den dönüşü olarak anılır, yumurtalarını atmış ve zayıflamış olarak Karadenize doğru geçiş yaparlar, bunlara buranın balıkçı dili ile, Akın balığı veya Akım balığı derler, balıklar açıktan sürüler halinde geçiş yaparken birden kıyılara yönelirler bu arada ya aç kalmışlardır, yada arkalarından onlardan daha büyük düşmanları tarafından kovalanıyorlardır, Yunuslar olabilir, orkinoslar olabilir, kıyılara sıkışan ve aynı zamanda Kuzeye doğru kıyılardan ilerleyen Lüferleri ve palamutları ağ ile sararak avlayan balıkçılar ve olta ile avlayan bizler oluruz, ben daha ziyade rapala ile tek, tek avlanırım, bu arada yorulmuş olan balıklar ve düşmanlarından kaçarak korunmaya çalışan balıklar bazı emnitetli yerlere yatak yaparlar, ilk başta çok açıklara derin sulara yatak yaptıkları ılur, buralara çamur adı verilir, balık çamura yatak yapmıştır, burada uzun bir müddet kalır, sıcak ve bulanık derin sularda kendilerini emniyete alırlar, zamanla hava ve su ısındıkça tekrar karaya doğru hareket ederler, kıyılardan devam ederek hem de av vererek ilerlerler, işte bu aylarda da bu avları yapar ve nasibimizi alırız.
Ekim, kasım, aralık, ocak aylarıda balığın güneye göçüdür, balık karadeniz ve marmarada beslenmiş, en güzel zamanında yola koyulmuşlardır, aynı şekilde açıklardan kıyılara inerek tolu halde dolaşırlar, işte bu mevsimde yakalanan lüferle ve palamutlar çok lezzetlidirler, balıkçı tabiri ile çok yağlı olurlar ve ızgarayı söndürürler, bu arada gün bizlere doğmuştur, balıklar çok açtır ve her şeye saldırırlar, benimde Lüfer ve Palamaut avlarımda inanılmaz bereketli anlar yaşadığım çok olmuştur, bunlardan bazılarını sizlerle paylaşacağım.

Sevgili amatör balıkçı arkadaşlarım, kardeşlerim, bu günlerde sırtı ile yaptığımız Palamut avlarını sizlerle paylaşıyorum, sırtı avlarım ile ilgili olarak çok sayıda mailler alıyorum, genç kardeşlerim sırtı takımı ve avlanma yöntemlerimi soruyorlar ben de hem bugün yapmış olduğumuz sırtı avımızı ve tuttuğumuz palamutların av raporunu anlatmak istiyorum, diğer amatör kardeşlerimize de bir faydam dokunursa mutlu olacağım.



Sahte yem olarak iki sahte kullandık biri Yozuri Tobi maru mavi 10.5 cm,
Birde son avlarımızda çok başarılı olan yeni bir sahte Rapala X Rap 13 cm.

Takımın sahteye bağladığımız beden veya ön misina 040 asso 10 metre,

Bundan sonra ana misina , ben 090 asso çile sarı misina kullanıyorum.

Bu günlerde orta sularda veya birz daha aşağidan çekiyorum.

Bu durumda sahteden 15 metre sonra bir yaylı kurşun kullanıyorum 80 gr .
5 metre sonra ikinci kursun 90 gr, bu orta sular için iyi, birde 5 metre sonra üçüncü kurşun ile biraz daha aşağıdan çekiyorum, toplam saldığım misina 50 metreyi buluyor.

Sırtı ile palamut avında teknenin ortalama hızı 6 - 7 km. civarında, palamutta çok hızlı bir balıktır, hızlı avdanda hoşlanır, her zaman yeme ulaşır, çok aç olduğu zaman en hızda bile yeme saldırı ve alır.

Denizde palamut olduğunu kahvede balıkçılardan, beraber avlandığınız arkadaşlarınızdan, denizin üzerinde oynaşan küçük balıklardan, denizin üzerinde uçan ve arada sırada denize dalan martılardan, anlayabilirsiniz.

Palamut avı için güneşli, az güneşli kapalı hava farketmez, en önemlisi denizde çalkantı olmasıdır, palamut çalkantılı denizi çok sever.

Palamut avında en önemli unsur ilk balığın yakalanmasıdır ve bu yakalanan yer tesbit edilir aynı yerden geçmek kaydı ile palamutları tutarsınız.

Eğr denizin üzerinde küçük balıkların oynağı varsa, bu oynağın hemen yenından geçerek sahtenizi oynağın içersinde geçirerek palamutu alırsınız, teknenizi oynağın üzerinden sakın geçirmeyin, mümkün olduğu kadar oynağı dağıtmayım.

Tekne ile sırtı çekerken arada sırada zig zaglar çekeren yol alın, balık yan olarak gelen ve alçalan yeme hayır demez, daha ziyade balığı dönerken aldığımız anlar çok olur.

Bizim meralarımızda , Palamutlar genel olarak 12, 14 metrelerde sularda bulunuyorlar, hava çok sıcaksa su üstünden, hava soğuksa yani bu günlerdeki gibi orta sudan veya biraz daha altından gider, derinlik 12 metre ise 6 metrelerden çekilmesi palamut avının şansını fazlalaştırır.

Birde palamutlar yatak yapar ve aynı bölgede bir çukurun içersinde yatar, ya düşmanından kaçmıştır, veyahut yorgun düşmüş dinleniyorlardır.

Tekne ile sırtı çekerek yapılan avda, teknenin sağından ve solunda iki takım çekerek iki avcı tarafından yapılabilir, daha fazla takım mutlaka problem yaratır ve takımalar birbirine karışır.

Palamut sahte yemi iki türlü alır ya çok sert bir vuruş ile yandan kapar veya tam arkadan sahtenin kıç tarafıdan nazik bir şekilde hafif bir vuruş ve geriye doğru çekerek alır, eğer balık yandan yakalanmış ise çok büyük bir balık gibi gelir, devamlı yan tarafa fişekleyerek takımı çok zorlar tekneyi görünce hırçınlaşır, devamlı teknenin altına girmek şster, balığın mümkün olduğu kadar teknenin yan tarafında gelmesi için tekneyi çevirmek gerekir.

Balığı tekneye alırken direk olarak yukarı doğru çekerek alın, tekneye yaklaşırken kafasını çevirmesine müsade etmeyin, hemen teknenin içersine alın, kullandığımız 040 misina palamut avında fazla sorun çıkarrtmayacaktır.

İşte sevgili arkadaşlarım sizlere palamut avının takımını ve av yöntemlerini av hakkında bildiğim kadarı ile bilgileri verdim.

Lüfer ve palamut avımda kullandiğim Rapalalarım ve kullandığım sırtı takımım,.






Uploaded with ImageShack.us








Uploaded with ImageShack.us































Bugün,Palamut, Lüfer, Torik, Kolyozlar, ve istavritler. 16. Şubat. 2009, Sivrice.

Bana göre, balık tutmak mutluluk,
Fakat mutlu olma sanatı var, Ben uzun seneler İsvicre'de yaşadım,
onlarda mutlu olmak isteyen insanlara şöyle söylerler,
Mutlu olmak bir sanattır, sende çok iyi bir sanatkar olki, mutlu olasın.
Bende hayatın bana vermiş olduğu tecrübeden, veya ailemden veya
bulunduğun ortamların kendine has kültüründen, belkide kendi yapım
ve karakterimden olsa gerek, hep mutlu olmak, kavgalardan ve tartışmalardan
uzak olmak isterim, birde kimseyle münakaşa etmek istemem,
balık avı konusunda asla kimseyle rakip olmak istemem,
balıkçılıkta rekabeti hiç bir zaman kabul etmem,
zira zarar gören, fazladan sırf rakabet için tutulan balıklar olur, fazladan bu balıkların tutulduğuna şahit oldum,
Şimdi gelelim avımıza, sabah bilgisayarın başında, gelen soruları yanıtlarken,
havanın çok güzel olduğunu ve balığa çıkmam lazım olduğunuda yazmıştım,
Balığa çıkmadan balık tutulmayacağını bilirim, bende hemen denize,
Teknemin son kontrollerini yaptım, suyumu, yakıtımı, malzemelerimi
kontrol ettim, telefonumu ve fotoğraf makinamı, balık bulucumun
yanına koydum ve kontak anaktarını çevirdirdim, limandan çıkarken,
Şenol kaptana, Müjdat kaptana, Karabıyık Hayrettin kaptana, Ersin kaptana,
Tuncay kaptana selamlarla, rastgele , rastgele sesleriyle, onlarında duaları
ve sevgilerini alarak limandan, snaki kırk yıllık balıkçı gibi, birazda gaza gelerek,
çıktım, hem sevinçliyim, hemde çok mutluyum, allah bana bütün güzellikleri
veriyor, bende allaha her zaman şükrediyorum, itiyorum gaz kolunu açılıyorum
engin denizlere, her zaman olduğu gibi , balık avı planım hazır, hava çok sakin,
çapari yapacağım, sırtıda palamut bakacağım, limandan çıkarden, Hayrettin
kaptanın verdiği tüyo aklımda palamut var dedi, bakacağım,
Çapari takımımı sarkıttım, bu sefer 15 iğneli bir takım hazırladım, sadece yem
için kolyoz tutmak istiyorum, ilk geldiğim kolyoz merası 2 mil kadardı,
balık bulucu bir tek balık bile göstermiyor.
Sonra ikinci meraye doğru yöneliyorum, burasıda bir buçuk mil uzaklıkta,
bu mesafeleri yer bulucumdan hemen görüyorum,GPS den,
buradada dolaş, dolaş gene yok, bu sefer üçüncü merayı deneyeceğim,
gideceğim yere bakıyorum, 3 mil yazıyor, burada arıyorum, nihayet ilk defa
balık bulucum ötüyor, çaparim tam isabet, balık var oltamda balığın
olduğunu kıpırtılardan hissediyorum, oltamı çekmeye başladım, çaparininde ayrı
bir zevki var be...... balıklar göründü, tekneye aldım, on tane kadar kolyoz
iki tane istavrit , yeter be..... çaparimi topladım, dönüş yolumun üzerinde
sırtı çekeceğim yere gidiyorum, yaklaşıyorum, sırtı takımım hazır üzerinde
Yozuri Tobimaru, 10,5 yeşil bir rapala, bırakıyorum mavi salara, birde yüzüşünü
kontrol ediyorum, bu rapalaya gelmeyen balık, Çok akıllıdır herhalde.
diyorum ve salıyorum, tek kurşun var, fakat enteresan denizin üzerinede
balık oynağı var, bu balığın olduğuna, velhasıl iyiye delalet, hemen beni bir heyecan sarıyor,
kendi kendime konuşuyorum, arkadaş valla burada balık var diyorum,
ve beni haklı çıkarıyorm, vurdu, verdu ne vuruş sastı kolumu, heyyyyyy ,
dur bakalım diyorum, balığı sakinleştiriyorum, balık bana doğru o kadar hızla geliyorki
ne kadar hızlı çeksem o daha hızlı geliyor, yaklaştı , balık su üstü yapmaya başladı,
Tanıdım bu bir lüfer, oda kendini suyun üstüne fırlamalarıyla gösteriyor zaten,
fazla ar vermeden hooooop içeri, her taraf kan içersinde kovanın içersine
bıraktım, tekrar oynağın üzerindeyim, çok geçmeden bir vuruş daha, buda
çılgın bir şey, biraz evvek yakaladığ lüferden daha sert, tamam kofana
diyorum ama balık havalanmadı, bu olsa olsa palamut olur, gözüktü,
güzel bir palamut, oda kovaya, balık var, bende devam ediyorum, gene bir vuruş
aldım, olmaz böyle bir şey, vallahi elimdeki takımı alacak, kalamalar bitti
mantara sarılı misinayı bırakmaya başladım, dört beş sefer yol verdim,
sakinleşti inanılmaz bir balık olduğu belli, bana göre, gönlümden geçen
sırtıkara kofana bu diyorum, balık gene son sürat üzerime, gördüm balığı Torik,
hemde Sivri bir torik diyorum,
beş kulaç aşağimda ilk yapmam gereken iş, balığın kafasını suyun üstüne çıkarmam lazım,
çıkarttım, balık biraz sakinleşti, elimde 035 asso misina var,
tarttın ve hafif bir hareketle balığı tekneye aldım, ama siz siz olun, her zaman
bir kepçe ile alın, işte balik elimde hazır olan bezimi balılığa sararak sol
elimle tutuyorum, bir fotoğraf çekeceğm, çok zor şartlar alında çektim,
pense ile ufak bir operasyon ile bu kadar balık yeter deyip takımlarımı topladım.
oh, ne güzel bir şey,balık tutmak Hemde Torik,
Çok mutluyum, sizlerle paylaşmanın heyecanı ve güzelliğide bambaşka bir duygu,
bunada rengarenk mutluluk diyelim.
hepiniz hoşçakalın sevgili amatör balıkçı kardeşlerim.



]

















Sırtı avında bugün gelen güzeller ve Cüneyt kardeşim. 14 Şubat 2010



Son günlerde esen sert lodos nihayet bize bu arada güzel bir gün tanıdı, İstanbul'dan gelen arkadaşım, Heybeli adalı Cüneyt kardeşim ile, denize açıldık, devamlı toriklerden bahsediyoruz, sırtı çekeceğiz, açıklarda bir hayli dalgalar var, hava kıbleden esiyor, deniz dalgalı fakat hava tam bizim teknemize göre. Limandan çıktık, doğru toriklerin bulunduğu meraya, bu arada martılar denizin üzerinde cirit atıyorlar, arada sırada da denize dalıyorlar, demekki balık var , bizde martıların peşindeyiz, martılar nereye bizde oraya... bugün gene yozuri tobimaru 10.5 cm mavi sahteyi çekiyorum, bugün tek takım çekiyoruz, dönüşlerimiz çok sert olacağından takımların karışmaması için, birde bir hayli yüksek dalgalarda var, Cüneyt kardeşimde bana yardımcı oluyor, arada sırada oda çekiyor ve avımız başladı, çok geçmedi, gerçekten çok iyi bir vuruş aldım, tamam Cüneyt kardeş, geliyorr hem de baba torik bu , her na kadar uğraştırsada tekneye almayı başardık, fotoğraf makinesini gene evde unutmuşum, telefon ile fotoğraf çektik.
Derken ikinci ve en sonunda üçüncü balığı aldık, bir torik iki palamut, bu akşam Şener albayımdayız, üç aile orada buluşuyoruz, çok güzel bir akşamı , çok sevgiğim dostlarımla geçireceğim için çok mutluyum, hepiniz hoşçakalın.












Muhteşem bir av, Kofana, Torik ve Lüferler. 30 Mart 2009 Sivrice


Sevgili balıkçı arkadaşlarım,
Bu günde havayı iyi görünce , hemen balığa çıktım, yanımada
limanımızın bekçisı, sevgili kardeşim, Erol u yanıma aldım,
beraber, hoş sobet denize açıldık, bu günde sırtı çekeceğiz,
ben yine yozuri tobimaru yeşil renkte olanı çekiyorum,
Erol kardeşimede mavisini bağladım, ikimizde çekiyoruz,
bizim Sivrice fenerini geçerken, işte o muhteşem an geldi,
oltama bir şey vurdu, gerçekten zaptedemiyorum, misinamın
kalomasını verdim , bitti, balık öyle asılıyorki, sanki maliyeden
vergi borcunu tahsilata gelmiş gibi, en sonunda anlaştık, oda razı oldu,
bir hayli munakaşadan sonra, sevgili Erol kardeşim, usta bir kepçeci
gibi, balığı tekneye aldı , bayram var teknede, şarkılar, söylüyoruz,
gerçekten çok sevinçliyiz,
Bayram devam ediyor, arkadan, bir lüfer,, bir lüfer daha ve en sonunda bir
kofana ile, çok güzel bir günde, çok güzel bir balık avını sonlandırıyoruz.
Çok güzel bir gün ve çok güzel balıklar,
Sevgili Erol kardeşimde hepinize çol selamlar yolluyor, hoşçakalın.
Fotoğraflar her şeyi anlatacaktır. sevgili balıkçı kardeşlerim,
sizleri çok seviyoruz. hoşçakalın.

























]


Sevgili Arkadaşlar,
Çok güzel geçen bir yılbaşı gecesinden, gelen yorgunlukla,
havanında çok güzel olması, beni gene dinize itti,
Ben ve Sevgili Erol kardeşim,Saat 15.00 da denize açıldık,
Daha evveldende kullandığım palamut takımımı başladım açmaya,
palamutların bulunduğu yere gelir gelmez, hemen yapıştı, çingene,
arkasından beni seven çingenelerden diğeride bana sarıldı, sonra
bir müddet balık vurmayınca, hemen başka bir meraya, iki mil
yol aldıktan sonra, çok güzel bir vuruş, 20 metre çektim,takım boşaldı,
balık kaçtı, ama yer belli bırakırmıyım, dört adet bizlere yeter dedik,
hepinizi davet ediyorum, buyrun, palamutlar ve yeşil efe.
Ben 2009 senesinin şlk siftahını yaptım, inşallah bu sene çok güzel avlar
yaparız, tabi ki hepimize rastgelsin,Hoşçakalın.
























Palamut, Tonbik . 17 Şubat 2009 Sivrice

Sevgili Arkadaşlar,
Bugün gene çok güzel bir av gerçekleştirdim,
Dün yakaladığım güzel balıklar aklımdan gitmiyor,
gene sırtı çekeceğim, takımımı değiştirmedim,
yozuri tobimaru, 10,5 cm yeşilimsi, dün balık aldığın yerde
suyun üzerinde küçük balıklar oynak yapıyordu, buda aşağıda
büyük balıkların olduğuna dalalettir, fakat bugün balık görünmüyor,
iki saat oldu dolaşıyorum,hava biraz batı tarafında imbat esiyor,
onun dalgalarıda su üzerindeki oynağı göstermiyor,fakat pes etmiyorum,
aramaya devam ediyorum, ve nihayet deniz sakinleşti, oynaklar
görünmeye başladı, fazla uzun sürmedi ve oltama takılan, bu sefer
kocaman bir balık, kesin konuşabilirim, geliyor, balık havalanıyor,
acaba kofanamı derken , bir tombik, yan yakalanmış ve beni aldatmış,
çok güzel desenleri var, esasında tekrar suya bırakmayı düşünüyorum,
iğne çok kötü batmış, gözünede girmiş, bence zaten zor yaşar diyorum.
gene devam ve gene bir palamut, oynak her tarafı sardı, rapala
değiştirdim, fazla dikkat çekmeyen bir rapala taktım, balığın yemi
o kadar çok ki benim rapalaya zor gelir dedim ve yazuri 11 cm siyah
parlak bir rapala taktım, hemen vurdu, çok sert bir balık, geldi
tekneye aldım, sarıkuyruk, küçük bir akya, yavaşçacı ufak bir operasyon
iğneyi çıkarttım ve denize biraktım, o yaşamaya devam ediyor.
bu günkü balık avımada son verdim.hoşçakalın, sizlerede rastgele.













Azgın dalgalar arasında gelen Lüfer ve Palamut. 18 Ocak 2009 Sivrice anılarımdan.


Sevgili arkadaşlar,
İnternette yazılarımı yazarken, bir taraftanda, gözüm hep denizde,
açıklarde dalgalar görünüyor, ama genede denize çıkmak için çan atıyorum,
ani bir kararla hazırlandım, takım çantamı aldım, doğru limana,
teknemde bu gün yanlızım, bizim limanın bekçisi Erol kardeşim, uyuyor,
teknemde son kontrolleri yaptım, limandan çıkarak, hemen bir rapala sarkıttım,
palamut var, ağlarda geldiğinin haberini aldım, dolaşıyorum,
esasında uskumruya, çapari atacağım ama, açıklarda dalgalar daha fazla,
tekne dalgalardan yan yatıyor, gene sırti çekmeye devam ediyorum,
one oltama çok güzel bir vuruş aldım, balığıda aldım, fakat ne olduğunu kestiremiyorum,
bazen üzerime doğru geliyor, bazen çekiyor, fakat balık
gelirken havalanmaya başladı, acaba sinaritmi dedim, ama 17 metreden
orta sudan çok zor, ama olmaz değil, balık su üstüne çıktı hiç ara vermeden çekiyorum,
teknenin altına doğru gidiyor, tekneye hafif yol verdim, yan olarak balığı tam karşıdan gelecek şekilde çekiyorum,
direk olarak bir hamlede tekneye, gözlerime inanamıyorum, bu bir
lüfer, ama kofana olmaya iki haftası kalmış, dünyalar benim oldu,
uzun zamandan beri kofana yakalamamıştım, en son olarak, iki sene
evve bir rapalaya iki kofana gelmişti, hemde balıklar iki şer kilodan
fazlaydılar, işte böyle bir avda yaşamıştım, neyse fotoğrafları, sallana, sallana çekmeyi başardım,
gene rapalamı saldım, aramaya başladım,
burada mutlaka alırım diyorum, ama çok dolaştım , nihayet gene
kolumu sarsan bir vuruş, çekiyorum, fazla zorlanmadım, bu tanıdık
bir balık, gelişinden belli palamut,çok güzel bir av gerçekleşti,
Akşam yemeğini hakettik değilmi, sevgili arkadaşlar,
sizlerede nasip olsun. hoşçakalın.





























Sert lodos ve Çok güzel bir palamut. 16 Mayıs 2010 Kuzey Ege.



Saat 13.00 kahvede, sevgili Conta kaptanın demli çayını yudumluyoruz, hava sabahtan beri çok güzel, hafif bir Güneyden esen bir rüzgar olsada , deniz beni çağırıyor, bende dururmuyum, tekneme atladığım gibi denize açılıyorumi açıldıkça çok yüksek ölü dalgalarla karşılaşıyorum, ama genede sırtı çekmek için güzel bir deniz, meraya doğru yol alırkan sırtı çekeceğim takımımıda elden geçiriyorum, eski ön misinayı tekrar yeniliyorum, gene 035 asso misina taktım düğümleri atarkan çok dikkatli davranıyorum, düğümü ıslatıyorum ve iki parmağımın ucunla , gayet yumuşak bir şekilde düğümü sıkıştırıyorum, burada dikkat edilecek en kritik nokta misinayı kuru bir şekide çekerek yakmamaktır, eğer misina yanarsa her an kopabilir, mavi prencess 13 cm sahtemi takıyorum, sırtı avlarında mantara sarılı misinanın yeteri kadar uzun olmasında fayda var, ben şu anda 500 metre misina kullanıyorum, belli olmaz belki çok büyük bir balıkta gelebilir, o zaman hiç problem olmaz, meramıza yaklaşıyorum, takımı yavaşça denize bıraktım, sahte yemin yüzüşünü izliyorum ve diyorumki, valla ben balık olsam bu yeme atlarım, gerçekten harkulade bit sahte, son sinarit bununla aldım, takımım denizde , her zaman balık aldığım caddelerimde dolaşmaya başladım, devamlı zig zaglar çizerek, balığın her an vurmasını bekliyorum, bazen toriğe çekiyorum, bir kurşun daha ekleyip sinarite de deniyorum, bu arada dalgalar dahada büymeye başladı, ortalarda benden başka teknede yok, bende saatlerce dolaştım bu gün balık yok, fazla fırtına çıkmadan limana dönüyorum, takımımı biraz sardım, genede denizde bırakıyorum, bu arada aniden bir vuruş aldım fakat ne yazıkki misinamı salacak vakit yok çok büyük bir balık olduğu belli bir anda takım boşaldı, neden yaptım böyle bir hatayı halbuki 80 metre salmıştım, bu şekilde vursaydı takım yaylanır ve balığı kaçırmamış olacaktım, sahte yemimde gitti ,çok üğzgünüm nasıl böyle hatalar yapabiliyorum, ama işte balıkçılık böyle hiç bir hatayı ve yanlışı kabul etmiyor, buda bana gelecek seferler için, kulağıma küpe olsun, yeni bir sahteyi bağladım, fakat bu arada deniz dahada hırçınlaştı bende balığı kaçırdığım yerden ne olursa olsun bir defa daha geçmek istiyorum, tekrar döndüm ve aynı yerden geçerken aniden bir vuruş aldım ama biraz evvelki balık kadar büyük olmadığı belli, acele etmedim gene balığı yordum ve tekneye aldı çok güzel bir palamut, Torik olmasına çok az kalmış, genede boş dönmediğim içim çok mutluyum, balığı aldım ve kahveye geldim, Conta kaptan balığı temizledi ve kahvedeki balıkçı arkadaşlarla beraber çok güzel bir sofra kurduk palamutu yuvarlak halka gibi keserek zeytin yağında çok az bir ateşte 7 dakika buğlama yaptık,
Olmaz böyle bir balık yanındada yeşil efe vardı, işte bizim hayatımız böyle. sizlere de güzel avlar dilerim hoşçakalın, buradaki balıkçı arkadaşlarımızdan selamlar ve sevgiler.














Palamut devam ediyor. 4 Kasım 2010 Kuzey Ege



Sevgili arkadaşlar,
İşte benim hayatım böyle geçiyor, sabah erkenden kalktım bir fincan kahvemi içtikten sonra, zeytin toplamaya gelen komşularımla biraz sohbet, bu arada şunuda unutmadan söylemeliyim bu sene çok mahsul var, bizim bahçemizde 150 zeytin ağacı var biz bu ağaçlara çok özen gösteriyoruz, ilaç kullanmadan vaktinde suyunu ve budamasını yapıyoruz, ağaçların altını çapalıyarak havalandırıyoruz, tabii hayvan gübresi kullanarak güzel verim almaya çalışıyoruz,:)Gelelim avımıza, böyle güzel havayı görünce dayanamadım ve doğru denize fakat gerçekten fazla balık yok, belkide havanın çok sakin olmasıda bir sebeb, bununla beraber ben gene hava almaya devam ediyorum, bir ara çalan telefonuma cevap verirken aniden oltamı sanki birisi çekiyormuş gibi bir vuruş aldım,telefondaki arkadaşıma hemen telefonu kapa balık yakaladım dedim, ilk anda çok büyük bir balık gibi ağır bir şekilde gelen balık sonra üstüme gelmeye başlayınca belli oldu bu da bir palamut, çok geşmeden balığı gördüm, güzel bir palamut beni fazla uğraştırmadı ve içeri aldım, bu günlük hepsi bu.
Sizlere de güzel avlar dilerim, sevgilerle hoşçakalın.









Bugün sırtı avında gelen palamutlar. 2 Kasım 2010 Kuzey Ege




Sevgili arkadaşlarım,
Yazdan kalma bir hava, pırıl, prıl insanı ısıtan bir güneş var, uzun zamandan beri balığa çıkamamak bana denizimide özletmiş.
Tekneme atladığım gibi doğru meraya tabiki aklımda Palamut var:) dün de Conta kaptan benim tekne ile çıkmış ve üç tane palamut almış, sonra ben de biraz onunla dolaştım havada geç olduğundan bir daha vurmadı, inşallah bugün vurur deyip sahte tobimaruya denize saldım, ön misina 035, gerisi 090 iki adet kurşun, arada bir adete düşürerek deniyorum.
Bu güzel havada balık olmazmı, hemen bir tane vurdu gelişinden palamut olduğu belli oluyor, üstüme üstüme geliyor, ben de onu kırmadım ve tekneye aldım, ikinci balığı aramaya başladım gelmeyince bu sefer mavi tobimaru taktım bir vuruş daha aldım bu sefer gene palamut, bu günkü nevalemizde çıkmış oldu, sizlere de rastgelsin, hoşçakalın.















Denizde olmak ve Palamutlar ne kadar güzel. 31 Ocak 2011 Kuzey Ege.

Sevgili balıkçı dostlarım,
Havalardan ve işlerimden dolayı biraz ayrı kaldığım denizimi çok özlemişim, Conta kaptan ve komşum Selim ile denize açılmaya karar verdik, hava biraz soğuk olmasına nazaran yüzünü gösteren güneş ile ısındık.
Poyrazdan esen rüzgar balığın olacağına işaret eder gibiydi, ben Tomibaru mavi 10.5 cm sahtemi suya bıraktım, üzerindeki ön misina gene 040 kaliteli bir misina, çekeri 26 kg civarında, ben dipten 7 - 8 metrelerden çekiyorum, Conta kaptan ise 3 - 4 metrelerden, bu şekilde takımlarda birbirine girmiyorlar, ilk başta narayı atan Conta kaptandı sonra ikinci bağırış benden geldi, böyle devam ederken aynı anda oltalarımıza vuran iki palamutla tekne bayram yerine döndü, akşam için nevale çıkmıştı,:) hayatında ilk defa balığa çıkan ve sırtı çeken Selim kardeşimde bir palamut tutarak milli oldu, artık teknede palamut avının mutluluğunu yaşıyorduk, ne kadar güzel insanın dostları, sevdiklerinle beraber denizde olması, hele palamutların ar arkaya oltaya vurmaları yokmu, biraz sonra ızgarada palamut var.
Bugün her şey çok güzel oldu, en güzeli ise siz balıkçı arkadaşlarımızla bu güzel anımızı ve mutluluğumuzu paylaşmak, Selim kardeşim, Conta kaptan ve
ben, sizlere sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz, hoşçakalın.


















Deniz ana seni çok seviyorum. 2 Ocak 2011 Sivrice


Sabahtan esen sert poyraz denize açılmamıza mani oldu, kıyılar biraz az dalgalıysada açıklarda beyaz köpüklerini gösteren dev dalgaları seyrediyorduk, Conta kaptan bu arada çayırlarda ot toplamaya çıktı bu akşam Girit usulu ot yemeği yiyeceğiz,bazı otların isimleri şöyle Filiz otu, Eşşek helvası Kuzu kulağı, Kuş otu, vs. ben de internette biraz vakit geçirdim, saat öğle vakti 13 00 gösteriyordu bir gözüm denizde, fakat deniz aniden sakinleşti ve kaldı hemen Conta kaptanı aradım, Limanda buluştuk, Ohhhhh denizimizle buluştuk,
Denize açıldıktan sonra sanki başka bir dünyada yaşıyorum,:) bu sevgi gerçekten bambaşka, çok temiz ve çok saf bir aşk, bir sevgi,
deniz ana ile beraber olmak ne kadar güzel, öyle bir duygular içersindeyimki.
Conta kaptanında yüzündeki gülücükler dalgalar gibi arka arkasına geliyor, denizdeyiz ve çok mutluyuz, hemen rapalalarımızı denize bıraktık, Kaptan 9 cm Rapala gümüş renklisini ben ise klasik geçen gün kullandığı aynı sahteyi saldım.
İşte şimdi sevgili Deniz ana ile beraberiz, dalgaların arasından geçiyoruz, bazen sertleşen dalgalar biraz kırılmaya başladı bu arada bir vuruş aldım, tamam aldım, aldım diye bağırıyorum, bu arada Conta kaptanda hamlelerle kendi takımını teknenin içine topluyor, fakat oda ne.. ben de aldım... ben de aldım diye bağırıyor ve ikimizin oltasındada balık var çekiyoruz ve iki palamut, derken bir adet daha bu gün üç palamut, seni çok seviyorum Daniz anaaaaa....
Sevgiler, hoşçakalın.



















Güzel bir gün ve sırtıda gelen güzel balıklar. 5 Şubat 2011



Bir kaç günden beri esen sert rüzgar nihayet bu sabah hız kesti, bu havayı değerlendirmeden olmaz, Conta kaptanın yerinde sabah çaylarımızı içtik, suyumuzu ve yemeklerimizi hazırladık, istikamet liman.
Teknedeyiz ben her zaman olduğu gibi çocuklar gibi heyecanlıyım, hemen bugün hangi sahteleri kullanacağımızı konuşuyoruz ben gene tobimarudan şaşmıyacağım, Conta da rapala 13 cm güzel bir sahte tam palamut için, takımlarımızı suya saldık avımız başladı, çok güzel bir gün hava güneşli pırıl, pırıl yazdan kalma bir gün gibi,:) bu havada çok balık alırız diye konuşuyoruz, tabi fazla beklemeden Conta kaptan yavaşla, yavaşla ve ilk balığımızı aldık derken gene Conta kaptanı bağırışı ve aynı anda ben de bağırıyorum ben de aldım diye, tekenede her zaman olduğu gibi bayram var, bu hafta Mordoğandan dostlarımız geliyor, onlara balık yedireceğiz kaptan söz vermiş, senelerden beri balık sitelerinden tanıdığım sevgili kardeşim Ahmet Tahir ve dostları geliyorlar, bizde yeterli balığımızı aldık, beş tane palamut, artık torik olmaya az kalmış üç tanesi epey büyükçe, hepimize yeter, bizde bu akşam palamutun birini çabuk lekarda yapacağız, bu konuda ben de biraz tecrübe kazandım, ilk başta derisinden ayırdığım palamutun etini yarı cm eninde keserek tabağa diziyorum, üzerini kaplayacak kadar limon suyu, o şekilde bir saat bekledikten sonra, tuz, karabüber, kekik ve zeytın yağı üzerinede çok ince kıyılmış soğan, şimdi başlıyorum.
Bu günümüz de böyle geçti Conta kaptan ile biraz yorulduk ve karnımız açıktı, biraz sonra masamızı kuracağız ve günün yorgunluğunu üzerimizden atacağız. Sivrice'den bizlerden selamlar, sevgiler, hoşçakalın.












Balıktan geldik işte nevale.8 Nisan 2011 Sivrice,
Deniz biraz dalgalıda olsa bu havada balık yapar diyerek, Conta Kaptan ile denize açıldık.

Bugünkü av planımız, ilk başta uskumruya bakacağız, sonra sırtı çekeceğiz, fakat açıklarda düşündüğümüzdende büyük dalgalar var ve planı değiştirdik, ilk başta sırtıya bakmaya karar verdik, ikimizde yozuri Tobimaru 1o.5 cm yeşil çekiyoruz, bende 3 kurşun var, kaptanda da iki adet, orta suda kaptan bende ortanın altında, t1kriben 12 , 14 metre lerde gidiyoruz, 6 ve 9 metrelerde de balığı arıyoruz, haydi rasgele sasleriyle avımız başladı, epey dolaştık, çonta kaptan, balık yok balık olmaz diyor bende Conta kaptan hani senin güzel bir sözün vardı,:) buranın balığı bitmez derdin...bellimi olur dedim ve çok güzel bir vuruş aldım,:) ilk başta büyük bir torik gibiydi sonra hafifledi ve çingeneliği bırakmış bir palamut, tamam bu günlük nevale çıktı diyoruz gülüyoruz ve seviniyoruz, tamam burada balık var diye birazda ümitlendik ama malesef dolaş, dolaş yok, artık dönmeye karar verdik, limana girmeden birazda batı tarafına gidelim dedik, dolaşırken gene bir vuruş ama hafiften, balık gelirken belli bile olmuyor, tekneye geldi ve bir lüfer, valla bize sürpriz oldu, sonra birde ot balığı yazılı hannos geldi, karnımızda acıkmaya başladı,:) tamam Limana dönüş.... Limanda dostlarımızla karşılaştık komşum Diş doktoru Yakup kardeşim ve eniştesi Hakan kardeşim, bu akşam ben de bekarım Conta kaptanın kulübesinin önünde ızgara ve tava var, sizleride bekleriz, sevgiler hoşçakalın.





 

agartan

Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Nis 2010
Mesajlar
27,722
Tepkime puanı
15,603
Puanları
113
Yaş
58
Konum
İstanbul
Adı
Şeref
Yine gözümüzü şenlendirdin OrhanAbi
Eline sağlık
 

özcan bolat

Daimi Üye
Katılım
2 May 2010
Mesajlar
1,023
Tepkime puanı
86
Puanları
48
Yaş
48
Konum
istanbul/ümr
Adı
ÖZCAN BOLAT
Kan Grubu
O Rh Pozitif
içim şenlendi şimdi gitmesekte ,görmesekte şahane resim ve anlatım ah ah ne zaman yolumuz düşecek oralara bilmemki:)
 

löngöz

Daimi Üye
Katılım
5 May 2010
Mesajlar
1,820
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
68
Konum
İZMİR,AKYAKA
Adı
BÜLENT GÜNER
Kan Grubu
O Rh Pozitif
dün ,,hava şartlarından balığa çıkamamıştık,,bu rapor iyi geldi Orhan abi...
bu açıklayıcı ve güzel çalışmanın bizlere çok faydası olacak teşekkürler.....
 

İrfan

Daimi Üye
Gold Üye
Katılım
30 Nis 2010
Mesajlar
4,009
Tepkime puanı
436
Puanları
83
Yaş
47
Konum
Bursa /Mudanya/Osmangazi
Adı
İrfan Çimçik
Kan Grubu
A Rh Pozitif
Orhan Abi herbiri bir birinden güzel avlar ve resimler,fazla söze acet yok resimler herşeyi anlatıyor.:harika:
 

O-M-M-G

Aktif Üye
Katılım
17 Mar 2011
Mesajlar
253
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
52
Konum
İZMİR
Adı
Okan GÜLCAN
Orhan abicim yine gözümüzü gönlünümüzü şenlendirdiniz,ellerinize sağlık...
 

selim65

Yeni Üye
Katılım
25 Nis 2011
Mesajlar
5
Tepkime puanı
1
Puanları
1
Yaş
58
Konum
istanbul samatya
Adı
selim sağ
abi pratik yapmadan bi usta dan görmeden usta olamayız herhalde