He yaw Bakırköy deniz otobüsü iskelesinden ispari, istavrit, kefal tutardık. İğne alacak paramız olmazdı ama sağolsun iğneci amca bizi kırmaz iğne ve yaprak kurşun verirdi vayy be ne günlermiş. Şimdi neredeyse milyarlık takımlar ile avlanacaz ama balık yok iyi mi değil tabi.
Bi hikayemi anlatayım madem öyle
Sene ya 88 ya 89 Sezen Aksu'nun lüküs kamarada kimler oturur şarkısın söylendiği seneler işte.
O gün kendimizi aşıp Ambarlıya gittik.Paralarıda kancaydı kurşundu bitirdikmi.
Karın aç.
Evde uzak.
Bi sandaldan ikindi vakti iki tane istavrit aldık bide arkadaş kovadan çaldı üç.(valla o çaldı.O arsızdı biraz) Adam bilmiyoki açız tek tek veriyo tabi.
Ama ne değerli balık o."İSTAVRİT" .oltaya gelemez O . Değerli balık O. Tutarsan eğer çocukların arasında populersin O. Öyle bişi O istavrit.
İki de midye çıkarttık tamam malzeme hazır. Bide rica minnet kibrit buldukki en zoru o oldu. Nerdeyse istavritin yerine kibriti pişir. Sigara içeceğiz diye kimse vermek istemedi. Kibritde kibrit. Bi kutuda üç tane kalmış. Başka yok.
Otu çöpü topladık bi kibrit çaldık yanmadı,ikiyi yakdık oda rüzgar esti söndü,üçüncüde otlar yandı ama geri söndü.
Benim göz döndü,midyeler hadi neysede istavrit boşa gidicek.Bidaha nerde bulucağız istavriti.Arkadaş bana baktı (hıyar) Bu balık çiğde yenir dedi. Meğer benim tepkiye göre oda niyetliymiş de , biz yok desek yapmayacağız o hatayı.
Öyle böyle derken biz bu istavritleri çiğ çiğ yedik.Ama nereye yiyon kussan olmaz.İstavrit yedin.Değerli balık ayıp O.Kusulmaz O.Lezzetli O.
Immh, ımmh,ımh diyruz ama gözlerden yaş akıyor.
Sonradan 15 dakka daha yürüdük eve vardık. Adam gibi yemek yedik.Ertesi gün...
Hiç unutamam