doktor sag birakmayan
Daimi Üye
- Katılım
- 30 Tem 2017
- Mesajlar
- 764
- Tepkime puanı
- 822
- Puanları
- 93
- Yaş
- 32
- Konum
- Edirne
- Adı
- hakan
- Kan Grubu
- AB Rh Pozitif
saat gece yarısı 3. uyku tutmuyor. kalktım hazırladım takımları. hanım benden daha deli, düştük yollara. yolun ortasında kar yağışına tutulduk. ölmek var dönmek yok o saatten sonra. zaman da var nasıl olsa sabaha, tın tın tın.. gittik meraya. kadınlar narin canlılar; kar ve soğuk yıldırdı açmadı takımları arabada kaldı. ben gelmişim oraya kadar durur muyum? girdim tulumlarla denize. nasıl soğuk..
şimdi ben yazmayı seven adamım. o konuda bir anlaşalım. kalemimin de güçlü olduğunu söylediniz ya, allaaah, durdurabilene aşk olsun. neyse.
şeye çok bozuldum. yeni bir sahte aldım. oturdum saatlerce nasıl yüzdürülür, nasıl aksiyon verdirilir, nasıl daha avcı olur videosu izledim. sağ olsun akif abi konu hakkında bilgisini ve tecrübesini aktardı araştırıp söylediği biçime getirdim. her şey mükemmel. bir tek tecrübe etmek kalmış geriye. gittim, başladım savurmaya ve aksiyonu tam manasıyla vermeye çalışmaya..
gün nasıl güzel ağarıyor. allahım böyle bir zevk olamaz. benim hatun uyuyor arabada, gün ağarıyor. su durgun. suda şıpırtı yapmadan yavaş yavaş yer değiştirerek atıp çekmeye devam ediyorum. arabanın yanına biri arabasını çekti. bir süre baktım oyalandı orada, huylandım. hop geri dön. sonuçta ıssız yer. geldim uyanmış benim hatun. bindim arabaya başka meraya..
şimdi pek sevgili çaylak arkadaşlarım, gördüğüm kadarıyla levrek avında hangi gün hangi havada hangi sahte ile levrek aldığınızdan daha önemli bir konu varsa o da hangi gün hangi havada hangi sahteyle alamadığınızdır. balık alamadığınız her gün sizin için ayrı bir tecrübedir. neyi yanlış yaptığınızı bulduğunuzda bir sonrakinde o konuyu spontan biçimde doğru seçmiş oluyorsunuz. öğrenmek diyorlar adına. en azından bende böyle oluyor. not edin. her şeyi, havayı, basıncı, dalga boyunu, saati.. balık alsanız da almasanız da.
geldim meraya girdim suya yeniden. bir vuruş almışım ki sormayın. murat abinin yerinde olsam söverim ben bana. hakkıdır valla. adam teee ne zaman dedi “levrek avına sakın kepçesiz gitme diye. aklıma tüküreyim. pıt!
ayağımın dibine kadar getirmiştim. o son kafa darbesi..
geriye aşağıdaki fotoğraf kaldı. sanırım 3-4 kilo arasıydı; ilk trofem olacaktı.
demem o ki,
balığı kaçırdım. yeni sahtemi balığın ağzında kaçırdım. ama en en en zevkli avımdı. sanırım sonunda balık yakalamaya gitmenin bir araç olduğunu kavrayıp avdan zevk alıp günün tadını çıkarmayı başardım.
herkese rast gelsin.
şimdi ben yazmayı seven adamım. o konuda bir anlaşalım. kalemimin de güçlü olduğunu söylediniz ya, allaaah, durdurabilene aşk olsun. neyse.
şeye çok bozuldum. yeni bir sahte aldım. oturdum saatlerce nasıl yüzdürülür, nasıl aksiyon verdirilir, nasıl daha avcı olur videosu izledim. sağ olsun akif abi konu hakkında bilgisini ve tecrübesini aktardı araştırıp söylediği biçime getirdim. her şey mükemmel. bir tek tecrübe etmek kalmış geriye. gittim, başladım savurmaya ve aksiyonu tam manasıyla vermeye çalışmaya..
gün nasıl güzel ağarıyor. allahım böyle bir zevk olamaz. benim hatun uyuyor arabada, gün ağarıyor. su durgun. suda şıpırtı yapmadan yavaş yavaş yer değiştirerek atıp çekmeye devam ediyorum. arabanın yanına biri arabasını çekti. bir süre baktım oyalandı orada, huylandım. hop geri dön. sonuçta ıssız yer. geldim uyanmış benim hatun. bindim arabaya başka meraya..
şimdi pek sevgili çaylak arkadaşlarım, gördüğüm kadarıyla levrek avında hangi gün hangi havada hangi sahte ile levrek aldığınızdan daha önemli bir konu varsa o da hangi gün hangi havada hangi sahteyle alamadığınızdır. balık alamadığınız her gün sizin için ayrı bir tecrübedir. neyi yanlış yaptığınızı bulduğunuzda bir sonrakinde o konuyu spontan biçimde doğru seçmiş oluyorsunuz. öğrenmek diyorlar adına. en azından bende böyle oluyor. not edin. her şeyi, havayı, basıncı, dalga boyunu, saati.. balık alsanız da almasanız da.
geldim meraya girdim suya yeniden. bir vuruş almışım ki sormayın. murat abinin yerinde olsam söverim ben bana. hakkıdır valla. adam teee ne zaman dedi “levrek avına sakın kepçesiz gitme diye. aklıma tüküreyim. pıt!
ayağımın dibine kadar getirmiştim. o son kafa darbesi..
geriye aşağıdaki fotoğraf kaldı. sanırım 3-4 kilo arasıydı; ilk trofem olacaktı.
demem o ki,
balığı kaçırdım. yeni sahtemi balığın ağzında kaçırdım. ama en en en zevkli avımdı. sanırım sonunda balık yakalamaya gitmenin bir araç olduğunu kavrayıp avdan zevk alıp günün tadını çıkarmayı başardım.
herkese rast gelsin.
Ekli dosyalar
-
51.1 KB Görüntüleme: 347